Türkiye'de siyasetin normalleşmemesinin iki önemli nedeni,
siyasi partilerin ve hareketlerin darbeler karşısındaki duruşu ve
şiddetle arasına mesafe koyamaması. Bu tutarsızlığı sağda da solda
da gördük. Ama çok daha fazlasını Batıcı, tepeden inmeci ve sol
siyasetlerde gördük. Sadece bugün değil, cumhuriyet tarihi boyunca
bu partiler ve hareketler, ne darbelere ne de şiddet üreten
örgütlere karşı tutarlı bir duruş sergileyebildi. Özellikle de
sol-sosyalist siyasetler...
Solun hem darbelerle hem de sol örgütlerin ürettiği şiddet ve
terörle ilişkisi başından beri hastalıklıydı ve bugün çok daha
vahim bir noktaya geldi. Kimi sol parti, içinde ukde kalmış
"devrim" hayalini gerçekleştirmek umuduyla kimi de mevcut iktidara,
yani AK Parti'ye zarar versin de ne olursa olsun hesabıyla PKK ve
DHKP-C terörüne karşı çıkmadı, sessiz kaldı.
Bu geçmişiyle de yüzleşemedi. Bu yüzden de giderek eridi ve bugün
kimi darbecilerin kimi PKK'nın kimi de CHP gibi FETÖ'cülerin peşine
takılmış durumda. İçlerinde Akşener'in partisine umut bağlayanlar
bile var. Bu konuda ilk kez sol çevreden çok anlamlı bir çıkışa
dikkat çekmek istiyorum. Birkaç gün önce Habertürk'ten Kübra Par,
sol görüşlü Birgün gazetesi yazarı Cüneyt Cebenoyan'la bir röportaj
yaptı. Bugüne kadar soldan şiddeti eleştiren, solun çıkmazlarına
dikkat çeken çıkışlar oldu ama hiçbiri bu kadar içeriden ve sahici
değildi.
Cebenoyan'ın insanın içini yakan şu sözüyle başlayalım:
"Mahallenizde bir katil var ve o katil ablanızı öldürmüş, çevrede
dolaşıyor." Bir çığlık bu... Yıllardır susturulanların ve
susanların çığlığı... Solcu bir yazardan ama aynı zamanda terörün
acısını iliklerine kadar hissetmiş bir insandan söz ediyorum.
Hatırlayanlar mutlaka olacak. 30 Aralık 1994'te İstanbul Taksim'de,
The Marmara Oteli'nin girişindeki Opera Pastanesi'nde bir bomba
patladı. Patlamada Cumhuriyet Gazetesi yazarı Onat Kutlar ve
arkeolog Yasemin Cebenoyan yaşamını yitirdi. O günlerde bu katliamı
şeriatçı örgütlerin yaptığı söylendi ama gerçek çok geçmeden
anlaşıldı. Bombayı koyan ve patlatan PKK'lı Deniz Demir'di.