Türkiye'nin hızlı değişen gündeminde en hassas konu hiç kuşkusuz
FETÖ ile mücadele... PKK da DEAŞ da bu ülkeye zarar verdi, veriyor
ama hiçbir güç devleti içeriden tahrip eden yapısı nedeniyle FETÖ
kadar bu ülkeye zarar vermedi.
Ülke son yüzyıllık tarihinde ilk kez dış güçlerle iç içe geçmiş bir
iç gücün tehdidini iliklerinde hissetti ve bedelini de ağır ödedi,
halen de ödüyor.
Bu kirli yapıya karşı yargı ve devletin güvenlik güçleri çok yönlü
ve zorlu bir mücadeleyi sürdürüyor ama henüz sonuç alınacak bir
noktaya gelinmiş değil, çünkü 15 Temmuz sonrası binlerce gözaltına,
tutuklamaya, işten uzaklaştırmaya rağmen hâlâ, her gün hepimizi
şoke eden yeni tutuklamalarla şaşkına dönüyoruz.
Benzer bir şaşkınlığı CHP de yaşatıyor.
Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden biraz zaman
geçtikten sonra o darbeyi unutturmaya çalışması, darbe yapan bir
örgütü hiç gündemine almaması hatta kendi içinde FETÖ yapısıyla
ilişkili olduğu iddiasıyla tutuklanan isimlere sahip çıkması sadece
kamuoyunu değil parti tabanını da şaşkına çeviriyor.
İlginç değil mi, CHP gibi cumhuriyeti kuran bir partinin genel
başkan danışmanı Fatih Gürsul isimli kişi FETÖ'den gözaltına alınıp
tutuklanıyor, partide kimse bu adamı bu partiye kim getirdi diye
sormuyor. Ayrıca o adamın Elazığ'dan aday yapılmasının da CHP
oylarını 15 binden 5 bine indirmesi de sorgulanmıyor!
Aynı şekilde günlerce medyada tartışılan bir isim daha var; FETÖ'ye
finansal destek suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilen Erkan
Karaaslan... Bu adamın durumu çok daha enteresan...