Cumhurbaşkanı adayları netleşti, kuralar çekildi ve siyaset için
gerçek sınav başladı. Seçim öncesi iddialı şeyler söylemek kolay
ama asıl önemli olan inandırıcı olmanız. 1950'den beri dönüm
noktası olan 1965, 1973, 1983 ve 2002 seçimlerine bakın, Türkiye
toplumu darbelerden ve derin krizlerden sonra önüne gelen siyasi
partilerden topluma en yakınını ve umut verenini seçerek gerçekçi
tercihler yaptı. Ve her defasında sivil siyasetin önünü açtı, umuda
ve değişime oy verdi.
24 Haziran seçimlerinde de bu ölçü değişmeyecek. Hatta bu ölçülere
yeni bir ölçü daha eklendi. 15 Temmuz'da çıplak elleriyle tanklara
meydan okuyarak demokrasi destanı yazdıran ruha sahip çıkmak. 24
Haziran, bu ruha sahip çıkanlarla görmezden gelenlerin seçimi
olacak. Bu çerçevede yarışan 6 cumhurbaşkanı adayından biri tercih
edilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Doğu Perinçek'in dışında ne
yazık ki muhalefetin gündeminde Türkiye'nin gerçekleri yok. Onların
gündeminde, ne 15 Temmuz var, ne FETÖ, ne PKK, ne de "Üst Akıl..."
Bırakın Türkiye'yi, bölgemizi, dünyayı altüst etmek isteyen küresel
güç odaklarının saldırıları da muhalefetin gündeminde değil.
Topluma yeni hiçbir şey söylenmiyor. Bütün stratejileri Erdoğan'ı
alaşağı etmek üzerine kurulu...
Bu konuda, birinciliği CHP lideri Kılıçdaroğlu kimselere
kaptırmıyor. 15 Temmuz'u "kontrollü darbe" diyerek
itibarsızlaştırdığı gibi üst aklı da, "sürekli üst akıl
diyorlar..." diyerek önemsizleştiriyor. HDP'ye güzellemeler de bu
stratejinin bir uzantısı. FETÖ'yü ise tehlike olarak bile görmüyor:
"FETÖ tehlikesinin olduğu kanısında değilim..."
İkinci sırada Meral Akşener var. Onun gündemi de toplumun
gündeminden farklı. Hatta büyük oranda CHP ile aynı. Farklı ne
söylediklerini bulmak için çok uğraşmak gerekiyor. Akşener, dün yol
haritasını açıkladı. Söylediklerini dikkatle okudum. Akşener tek
kelime bile olsa 15 Temmuz direnişinden, FETÖ'nün darbe ve işgal
girişiminden söz etmiyor. Tıpkı CHP'liler gibi... FETÖ'den söz
ettiği yerlerde ise bambaşka şeyler söylüyor: "FETÖ'nün sızmasına
göz yumularak perişan edilen, Kuleli ve Işıklar Askeri Lisesi'ni
yeniden açacağız..."
Ve dönüp sadece iktidarı suçluyor. Hayret! FETÖ sadece bu mudur?
251 şehit ve 2 bini aşkın gazi yok mu? Ya da ABD'nin canhıraş sahip
çıkması size bir şey anlatmıyor mu? Bu akla sahip bir siyasi aktör
Türkiye'yi nasıl yönetecek?