MHP lideri Bahçeli, tıpkı erken seçim çıkışı gibi yine gündeme
bomba gibi düşen bir açıklama yaptı. Daha doğrusu kafasına takılan
ilginç soruyu kamuoyuyla paylaştı. Şöyle diyordu:
"FETÖ'nün seçmen ayağı takip edilmiş midir?
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza verecekler arasında ne kadar
ByLock'çu, ne kadar görevden alınmış olan, ne kadar uzaklaştırılmış
olan var, bunların ne kadar yakını var? Bunların hepsi hangi aday
etrafında düğümlenip 100 bini tamamlayacaksa o zaman Türkiye
açısından önemli bir sonuç elde edilebilir." Bahçeli isim vermedi
ama Meral Akşener'i tarif ettiği çok açıktı. Sorular aslında hiç de
yabana atılacak gibi değildi ve Akşener'in çevresinde başından beri
FETÖ'cülerin kümelendiği biliniyordu. O günlerde alelacele parti
kurması, ramazan ayında kongre yapması ve ortada hiçbir işaret
yokken "başbakan olacağım" iddiasında bulunması hep şüpheyle
karşılanmıştı.
Hatta "FETÖ"cü polisler için "İktidara gelirsem hepsini
bırakacağım" sözleri de ona aitti.
Sonra 15 Temmuz kanlı darbe ve işgal girişimi geldi ve Akşener
derin bir sessizliğe gömüldü. Aslında Bahçeli'nin bugün
seslendirdiği "100 bin imza içinde acaba FETÖ'cüler olacak mı?"
sorusunu haklı kılan başka işaretler de var. Akşener ilk şehir
gezilerine çıktığında onu karşılayanlar arasında hatırı sayılır
oranda FETÖ'cü olduğu hep söylendi. Mesela Akşener'in, 15 Temmuz
öncesi Denizli gezisi... Orada kendisini karşılayanlar arasında
Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer ve işadamı Abdullah
Yağcı'nın olduğu iddiası üzerinde kimse durmadı. Oysa bu iki isim
15 Temmuz sonrası FETÖ'den tutuklandı.
Bunların Akşener'i karşılayıp uğurladıkları hatta finans desteği
verdikleri iddiası herhalde araştırılacak.
Doğrusu siyasi yolculuğa çıkışında FETÖ'den alınan seçmen
desteğinin şimdi toplanacak 100 bin imza işine yansımayacağını kim
söyleyebilir? Merakla izleyeceğiz.