Dünyanın ilk küresel savaşına neden olan maddeler demir ve kömürdü.
İkinci Dünya Savaşı’nda da petrol öne çıksa da ağır metaller
önemini hiç kaybetmedi. Silahların, askeri araçların, ekipmanların
tamamında metal kullanıldı. Hal böyle olunca dünyaya yön veren
ülkeler kendi metal depolarını, lojistik merkezlerini kurmaya
başladı. Sadece demir-çelik değil, alüminyum, bakır, krom gibi
metaller de bu süreçten yararlandı. Şu anda sadece alüminyumda 40
ülkenin kendi lojistik merkezi bulunuyor. Birçoğunun 10’dan fazla
merkezi var. Alüminyum ve bakır sektörlerinin karşılaştığı
sorunlara çözüm bulmak için arayışlarını sürdüren İstanbul Demir ve
Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği'nin (İDDMİB) Antalya’da
düzenlediği çalıştay sonrası sektöre yön veren isimler; Rıdvan
Mertöz, Tahsin Öztiryaki, Mehmet Öncel, Sevgür Arslanpay ile bu
konuları konuştuk. Aslında ilginç olduğu kadar gözden kaçmış önemli
bir sorun anlattıkları…. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller
İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Öncel
ile sohbetimiz bu konuyla; lojistik merkezi ile açılıyor. Türkiye
'milli' adıyla tank, tüfek, helikopter, gemi üretiyor, denizaltı ve
uçak için de çalışıyor ancak bunların kullanımında yer alacak
metalleri bir türlü saklayamıyor. Yani savaş durumunda ihtiyaç
duyacağı metalleri depolayamıyor. Mehmet Öncel, “Alüminyum ve bakır
gibi değerli metalleri kullanan firmalar bir senelik malzemeyi
stokta bulunduramaz. Bakır sektörünün 15 günlük, alüminyum
sektörünün 1 aylık stoku var. Bu ürünler ağır sanayinin
vazgeçilmezi. Elektrik ve elekt...