Büyük hayallerle gelip Türkiye’deki yeme-içme sektöründe tutunamayan önemli markalardan biri Carluccio’s. Aralarında dünyaca ünlü şef Jamie Oliver gibi isimleri yetiştiren Antonia Carluccio tarafından kurulan marka, 2012’de Türkiye’ye ilk şubesini açtığında 10 tane daha faaliyete geçireceğini açıklamıştı. 6 restoran kurdu, 5’ini kapattı. Geriye bir tek Atatürk Havalimanı’ndaki kaldı.
Kanyon AVM’deki son kapanan restoran ve Carluccio’s’un hikayesini sizlere kasım ayında DÜNYA Gazetesi’nde duyurmuştuk. Tıpkı öğrencisi Jamie Oliver’a ait Jamie’s Italian’ın Türkiye’den gidişi gibi, İtalyan şefin de gidişi sektörde ciddi tedirginlik yaratmıştı. İşte o boşluğu şimdilerde Azeriler kapatıyor.
Restoranın sahibi Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın kuzeni mi?
Kanyon’da kapanan Carluccio’s’un yerine Azerbaycanlı işadamı
Rasim Aliyev geldi… Tamamen doğal ürünlerin menülerde yer alacağı
bu yeni restoranın adı ise Clorophilla… Azeri işadamının restoranı
hummalı bir çalışma içerisinde. Önümüzdeki birkaç gün içinde de
görkemli bir açılışa sahne olacak. Rasim Aliyev ismine gelince. İTO
kayıtlarında adı geçmiyor. Ancak Rasim Aliyev’in Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kuzeni olduğu iddia ediliyor. Hatta
2005 yılında Kadıköy’de kaçırılan daha sonra da kurtarılan o
kişinin de Rasim Aliyev olduğu iddialar arasında. Görkemli
açılış demişken akla Carluccio’s’un Türkiye’deki ilk günü geliyor.
Usta şefin 2012’deki havai fişekli açılış partisi günlerce
konuşulmuştu. Umarım Azerbaycanlı işadamı Rasim Aliyev’in açacağı
Clorophilla’in ömrü Carluccio’s kadar kısa olmaz.
***
Bahsin 10 milyarı yasal 40 milyar lirası
kaçak!
Geçen yıl Türkiye’deki bahis pazarında oldukça önemli bir satın
alma oldu. 2011’de 125 milyon sterline Superbahis’i alarak Türkiye
pazarına giren İngiliz GVC Holding, operasyonunu 175 milyon
sterline devretti. GVC’nin Türkiye operasyonlarını satın alan bu
kez Malta merkezli bir şirket oldu. Sessiz sedasız gerçekleşen bu
devirden kısa bir süre sonra GVC, Avrupa’nın en büyük bahis
şirketlerinden biriyle birleşti. Ladbrokes, GVC’ye “Türkiye
pazarından çık öyle görüşelim” şartını koştu. Öyle de oldu. Nedeni
de Türkiye’de bahis sisteminde yasallığın giderek daha da değerli
hale gelmesiydi. Bu haberin ardından bu kez başka bir haber
dikkatimi çekti Ada’da. İrlanda futbol takımı Limerick’e Türk bir
şirket sponsor oldu. BetSat.com adlı bahis sitesi, İrlandalı
takımın formasına girmişti.
15 kişiden biri bahis oynuyor
Türkiye’deki bahis sisteminin bu gözden uzakta olan ekonomik gücü
dikkatimi çekince sektörün en önemli isimlerinden biri olan
Nesine.com’un CEO’su Halit Gülbakanoğlu ile buluştuk. Doğan Grubu
bünyesindeki Nesine hakkında bilgi veriyor önce Gülbakanoğlu:
“2006’da kurulduk ve 2007’de faaliyete başladık. Bilindiği üzere
bahis sadece devlet eliyle oynatılabiliyor. 3 kalemi var bunun: at
yarışı, Milli Piyango ve spor bahisleri... Toplumun ‘iddia’ dediği
bu spor bahisleri içinde de online olarak 6 şirket bulunuyor.
Nesine.com, bu 6 şirketin arasında amiral gemisi görevini
üstleniyor. Türkiye’de her 15 kişiden biri yani 5-6 milyon kişi
bahis oynuyor. Nesine.com’un üye sayısı da 3 milyon.”
Kaçak bahis önlenirse büyüme yüzde 15’i aşar
Gülbakanoğlu’nun verdiği bilgilere göre Türkiye’deki bahis
sisteminin resmi büyüklüğü 10 milyar liranın biraz üzerinde.
2017’de 10.6 milyar liralık bir büyüklüğe ulaşılması hedefleniyor.
Her yıl sektör yüzde 5 büyüyor. Gülbakanoğlu, “Ancak kaçağı
önlersek bu yüzde 10-15’i aşabilir” diyor.
Türkiye’de yasadışı oynanan bahsin bedeli 40 milyar liranın
üzerinde. Yasalın 4 katı. Bu kadar derin bir farkın olduğu başka
bir sektör de yok. Bunun en önemli nedeni ise alınan vergiler.
Sistem şöyle ilerliyor: 100 lira toplanıyorsa bunun 50 lirası
ikramiye olarak dağıtılıyor. Kalan 50 liranın 30-35 lirası devlete
vergi olarak gidiyor. 7-8’i bayilere ve bir o kadarı da kulüplere
isim hakkı olarak veriliyor. Yurtdışında ise bazı ülkelerde
toplanan 100 liranın 88-90 lirası ikramiye olarak dağıtabiliyor.
Avrupa’da ortalama bizim kurla 70-75 TL. Bunun da merkezi Kıbrıs,
Malta ya da İngiltere’nin off-shore adaları. Gülbakanoğlu,
“Eğer vergiler azaltılıp ikramiyeler çoğalırsa yasallık artar.
Devletin vergi kaybı da düşer” diye konuşuyor.
BDDK ve MASAK büyük baskı yapıyor
Yasallık demişken insanın aklına merdiven altı bahis şirketleri geliyor ancak öyle değil. İngiltere, Fransa gibi ülkelerin en önemli şirketleri bunlar. Bu ülkelerin borsalarında hisseleri işlem görüyor. Gülbakanoğlu, “Milyarlarca euro, sterlin ciro yapıyorlar. Vergi veriyorlar, sponsorluk yapıyorlar. Ancak Türkiye’de yasal değiller. İşte devlet 2017’nin ağustos ayında önemli bir adım attı. Bu işe “kaçakçılık” dedi. Para transferlerini kesti. BDDK ve MASAK bu parayı “aklama” kategorisine soktu. Sadece kara para değil, teröre de destek olabilir bu para. Bankaları bilgilendiriyorlar ve riskli gördükleri hesapların kapatılmasını sağlıyorlar. Sorgulama, ceza, mahkeme süreçlerine ilerledi süreç. Oynatan için değil, oynayan için de öyle. İşte bu süreç sektöre yansımaya başladı. Birkaç ay önce Viyana’daydım. Bir görüşmede Kıbrıs ile sözleşmenin uzatılmaması konuşuldu. Türkiye’deki incelemenin sonuçlarıydı bunlar. Adalet, Maliye, Gençlik ve Spor bakanlıkları ile Spor Toto Teşkilatı’nın büyük emeği var’” diye anlatıyor.