1990’lı yılların başları, Türkiye’nin 12 Eylül rejiminden
kurtulma ve özgürleşme hasretini kuvvetle hissettiği, resmî
tabuları yoğun bir şekilde tartıştığı ve demokrasinin önünü açma
sancıları çektiği son derece ilginç bir dönemdi. (...) Toplumdaki
özgürlük talebi, (o günkü) iktidarın bu talebi karşılayamaması ve
bunun da etkisiyle oluşan boşluk, en fazla çoktandır sistemli bir
çalışma yürütmekte olan millî görüşe yaradı.
Bu hareket önce 1994 yerel seçimiyle belediyelerde ve ardından 1995
genel seçimiyle parlamentoda iktidar olma şansını yakaladı.