Terörün bir hedefinin toplumu bezdirip yıldırarak ve korkutarak
teslim almak olduğunu ifade ile, buna karşı “İnadına normal
hayatımızı sürdürelim” çağrısı yapanlar var.
Diyorlar ki: “Madem terör bizi korkutup sokağa çıkamaz hale
getirmek istiyor; o halde ona inat caddelere, meydanlara çıkalım;
lokantalara, pastanelere, AVM’lere, tiyatro, sinema ve eğlence
yerlerine gidelim; teröre boyun eğmediğimizi bu şekilde
gösterelim.”
Hali vakti fazlasıyla yerinde olan “tuzu kuru”lara yönelik bu çağrıya icabet edip de yılbaşı gecesi o eğlence yerine gidenlerin başına gelenleri hep birlikte üzülerek gördük.
Terörün hedef seçtiği yerlerde görevi gereği zorunlu olarak bulunan veya yoldan geçmekte olan ya da düğün daveti için bir araya gelen polis veya sivillerin acı akıbetine de Dolmabahçe, Kayseri, Vezneciler, havaalanı, Kızılay, Gaziantep olaylarında derinden sarsılarak ve yüreğimiz yanarak şahit olduk.
“Terör var diye sakın evinize kapanmayın, dışarı çıkıp normal hayatınızı daha dinamik ve canlı bir şekilde yaşayarak teröre meydan okuyun” çağrısı yapanlardan hiçbir görev ve sorumluluğu bulunmayanları ciddiye almaya ve muhatap saymaya dahi gerek yok.