Mağdur kürsüsünde çıkan mektuplardan:
* Evimde yapılan arama sonrası İhlâs ve Uhuvvet Risalelerine suç
delili olarak el konuldu. Ertesi gün başka bir ilçede hâkimlik
yapan bir meslektaşımla birlikte (...) başsavcısına ifade verdik.
İfade sırasında üniversiteye hazırlanırken hangi dershaneye
gittiğim, üniversitede okurken nerede kaldığım, eşimle nasıl
tanıştığım, çocuklarımın gittiği okul ve dershaneler, Bank Asya’da
hesabım olup olmadığı, evimdeki aramada el konulan İhlâs ve Uhuvvet
Risalesinin bana ait olup olmadığı gibi, üzerime atılı silâhlı
terör örgütüne üye olmak suçu ile ne alâkasının olduğunu
anlayamadığım sorular soruldu.
İşin ilginç ve hayret edilecek olan yanı, başsavcının benden önce ifadesi alınan diğer hâkim arkadaşa da, bana da, dosyada atılı suçla ilgili herhangi bir delil olmadığını, ancak HSYK’nın talimatı gereği, bizi tutuklama talebiyle sorguya sevk edeceğini söylemesiydi. Aynı gün tutuklama talebiyle sorguya sevk edildik.