31 Mart isyanının Hareket Ordusunca bastırılması ile, 15 Temmuz
kalkışmasının 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL düzeninde bir
hesaplaşmaya konu edilmesi arasında, yakın tarih ve siyaset bilimi
erbabı tarafından tahlil edilip değerlendirilmeyi bekleyen çok
ilginç benzerlik ve paralellikler var.
O dönemde sıkıyönetim mahkemesinde yargılanıp beraat eden
Bediüzzaman’ın yaptığı tarihî savunmadaki manidar tesbitler de hâlâ
güncelliğini koruyor.
Ki, geçen yıl 15 Temmuz’u takip eden günlerdeki scope yayınlarımızda bu savunmayı bölümler halinde baştan sona okuyup değerlendirmeye çalışmıştık.
(Bu yayınların video kayıtları gazetemizin internet sitesinden izlenebilir.)
Üstadın Divan-ı Harb-i Örfî’deki müdafaasından bazı anekdotları tekrar hatırlayıp, güncel gelişmeleri onların ışığında yorumladığımız zaman son derece manidar tesbitlerle karşı karşıya geliyoruz.
Meselâ Üstad diyor ki:
“Şimdiki hafiyeler eskisinden beterdirler. Bunların sadakatine nasıl itimad olunur; adalet onların sözlerine nasıl bina olunur?” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 120)