Bir ülkede hukuk devletini, Anayasayı, Anayasayla konulan düzeni kim korur? Veya bu düzen nasıl korunur?
Dün burada Anayasa Mahkemesi’nin Gezi davası hükümlüsü Tayfun Kahraman için verdiği “Yeniden yargılanmalı” kararına uymayan ve bu kararı uygulamayı reddeden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararından hareketle yazmaya çalıştım:
Yasa yapıcılar, Anayasa ve Anayasal düzenin sadece cebir ve şiddet yoluyla yıkılmaya çalışılacağını varsaymış, Türk Ceza Kanunu’nun “Anayasaya karşı suçlar” bölümünde sadece bu çeşit cebir-şiddet eylemlerini suç kabul edip cezalandırmış.
Anayasa yapıcı ve kanun koyucu, Anayasanın bir veya daha fazla maddesine aykırı hareket eden, bu madde veya maddeleri uygulamayanlarla ilgili doğrudan bir tedbir geliştirmemiş.
Dün Tayfun Kahraman’ın avukatları, 13. Ağır Ceza’nın kararına karşı bir üst mahkemeye, 14. Ağır Ceza’ya başvurdu. Bu tabii, hukuk içinde kalarak bir itiraz yolu. Umarım geçerli bir yol olur, 14. Ağır Ceza 13. Ağır Ceza’nın kararını kaldırır. Ama bu meselemizin sadece bir tarafı. Yani bir başka mahkeme Anayasa Mahkemesi kararını uygulamaya karar verecek olursa bu sadece meydandaki aykırılığı giderir. O aykırılığın...