Gelin önce sorunun adını koyalım:
Kürt sorunu dediğimiz şey, nüfusumuzun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan, kendilerini farklı bir etnik kökenden kabul eden ve böyle kabul etmek için de makul, anlaşılabilir nedenleri olan vatandaşlarımızın bu ülkede kendilerini geri kalan yüzde 80’le eşit hissedip hissetmemesi sorunudur.
Bugüne kadar 25 kez silahlı ayaklanmaya neden olan, son ayaklanma 50 yıldır kesintisiz devam eden meselenin özünde bu “his” yatar.
Biz sorunu “terör” sorunu olarak isimlendirecek olursak, gömleğimizin düğmesini yanlış iliklemiş oluruz. Terör, veya silahlı ayaklanma, köken sorunun dışa vuruluşudur.
Burada terörün önemsiz olduğunu söylüyor değilim. 50 yılda onbinlerce cana, belki trilyonlarca dolarlık harcamaya, ülkemizin ve rejimimizin DNA’sında önemli değişikliklere neden olmuş bir konu devam eden silahlı ayaklanma.
Ve bu ayaklanmanın, “Son Kürt isyanı”nın bitmesi, hiç kuşku yok en önemli hedef.