BİLMİYORUM, gözü bu başlığa takılınca yüzünde bir tebessüm belirmiş midir ama bugünün Posta gazetesi yazarı ve yazıişleri editörü Hakan Çelenk, ben Radikal'de neredeyse her bayram öncesinde bu başlığı önerdiğimde şiddetle itiraz ederdi.
"Bayram öncesi içlerini karartmayalım insanların İsmet Abi"
derdi, sonra yazıişleri masasındaki herkes de onu destekler ve ben
geri adım atardım her seferinde. Ama birkaç gün sonra, bayramın
hemen ertesinde en önce haberi o derler, sonra da bana dönüp "Yine
haklı çıktın İsmet Abi" derdi.
Geçen gün benim rakamımı doğrulayan bir derleme çıktı bütün
gazetelerde. Son 10 yılda dini bayramlarda trafik kazalarında 876
kişi ölmüştü. Yılda ortalama 87 kişi, bayram başına ortalama 44
kişi.
DUBLE YOLLAR HEP YOĞUN
Bu yaz, üstelik de Şeker Bayramı'ndan iki gün önce, uzun yıllardır
yapamadığım bir şeyi yaptım, İstanbul'dan karayoluyla Bodrum'a
gittim; bayramdan birkaç gün sonra da döndüm.
Yani 'bayram trafiği'ne girmedim; ama çok ciddi yoğun trafiğin
içinde gittim ve geldim.
Uzun yıllardır şehirlerarası yollarda araba kullanmadığım için bu
gelişmenin arasını kaçırdım ama benim bu yaz gördüğüm şuydu:
Yollarda, inanılmaz bir yoğunluk var. Duble yollar sayesinde bu
yoğunluk il ve ilçe merkezleri dışında çok hissedilmiyor belki ama
diyelim Balıkesir-Manisa arasının İstanbul'daki şehir içi trafiğine
benzemesine çok ama çok az kalmış durumda.
Bir bakıma bu yoğunluk ölümlü trafik kazalarına karşı en büyük
güvencemiz olacak gelecekte. Ama bu hafta korkarım bayram gidişi ve
dönüşünde 45 vatandaşımızı kaybedeceğiz.