İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Sezai Karakoç’un uyandığı gün

Rıdvan Tulum odamın kapısından kafasını uzatıp “Sezai Bey ölmüş abi” dediğinde ilk aklıma gelen şey Taha’nın Kitabı’ndan birkaç dize oldu: “Dört melek ve Kur’an’la /...

20 Kasım 2021 | 551 okunma

Rıdvan Tulum odamın kapısından kafasını uzatıp “Sezai Bey ölmüş abi” dediğinde ilk aklıma gelen şey Taha’nın Kitabı’ndan birkaç dize oldu: “Dört melek ve Kur’an’la / Peygamber soluğuyla / Dirildi Taha / Açtı sofrasını Mikail / Nimetler sofrasını.”

Haberi aldıktan dakikalar sonra, Üstadın evine doğru araba sürerken o Hadis-i Şerif gelip yerleşti kalbime: “İnsan uykudadır, ölünce uyanır.”

Dünyanın kendisine hiçbir şey yapamadığı, dünyadan da hiçbir şey talep etmeyen insanlar böylece uyandıklarında iki şey oluyor insanın kalbine. Birincisi, dünyanın tenhalaştığını hissediyorsunuz. Bu hüznü getiriyor beraberinde. Sezai Bey’in burada, bu dünyada, aramızda, insanların hizasında yaşıyor olmasının oluşturduğu güven hissi ve güvenlik alanı birden kayboluyor çünkü. “Artık Sezai Bey burada değil, aramızda değil, ne yapacağız?” sorusuyla baş başa kalıyorsunuz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.450 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 416 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 337 Okunma Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 452 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 918 Okunma