İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Sensin savaşa hayır

Siyasal Kürt hareketine karşı duruşumu derli toplu yazmak istemiştim ki karşıma Hrant Dink’in bir konuşması çıktı. Derdimi özetleyen bir konuşmaydı. Aha da buraya kaydediyorum: “Amerika bu. O gelir, o kendi...

23 Ocak 2018 | 3.468 okunma

Siyasal Kürt hareketine karşı duruşumu derli toplu yazmak istemiştim ki karşıma Hrant Dink’in bir konuşması çıktı. Derdimi özetleyen bir konuşmaydı. Aha da buraya kaydediyorum: “Amerika bu. O gelir, o kendi hesabını yapar, işine bakar, işi bittiğinde de çeker gider, ondan sonra da burada tekrar insanları kendi didişmesi içerisinde bırakır. Geçmişte İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Almanların şu topraklar üzerinde oynamış oldukları rol neyse bugün aynen tekrarlanıyor. Geçmişte Ermeni halkı onlara güvendi. Kendilerini Osmanlı’nın zulmünden kurtaracaktı, ama yanıldılar. Çünkü onlar geldiler, kendi işlerini, kendi hesaplarını yaptılar, çekilip gittiler ve burada, kardeşi kardeşe kan içerisinde bıraktılar. Ve bugün Kürtlerin yaşadığı aynı şey…”

Dink’in konuşması yeteri kadar açık değilse, ben daha da açayım izninizle. Bugün toprak, güç, devlet, iktidar bilmem ne vadedildiği için her türlü terör ihalesini almakta hiçbir beis görmeyen, böylelikle emperyalizmin don lastiği haline gelen, her seferinde küresel emperyalizmin ayakçılığını, çöpçülüğünü, hatta kıyakçılığını yapan siyasal Kürt hareketi kaybetmeye mahkûmdur. Adının PKK, YPG, PYD, HDP bilmem ne olması hiçbir şey değiştirmez. Siyasal Kürt hareketi emperyalizmin paltosundan çıkmış bir zavallılık biçimidir.

“Rusya sizi satar, ABD sizi satar, Suriye rejimi sizi satar” dedi mi Türkiye size? Evet, dedi. Hem de bağıra çağıra dedi. Türkiye’nin yakın siyasi tarihinin en önemli projelerinden biri olan “çözüm süreci”nin bozulmaması için, siyasal Kürt hareketinin yeniden “karanlık alan”a geçmemesi için elinden geleni yaptı mı Türkiye? Evet, yaptı. Hem de kamuoyunun tepkisini çekmeyi göze alarak yaptı.

Sipan Hemo kod adlı bir teröristin açıklamalarına kulak verelim mi birlikte? Diyor ki bu üst düzey terörist: “Rusya, Türkiye’nin Afrin’e girmesine izin vererek, Rojava Kürtlerine ihanet etti. Şam hükümeti ile görüşmelerde Rusya’nın aracılığına ihtiyacımız yok. Direkt iletişimimiz var. Şam hükümeti bize her türlü destek sözü verdi ancak Rusların buna izin vermediğini söylüyorlar.”

Ne diyelim şimdi biz bu Hemo’ya? Ne diyelim Hemo’nun patronu Salih Müslim’e. Şunu diyelim: “Allah’ın şaşkın teröristleri. Türkiye Cumhuriyeti Devleti size ‘emperyalistlerle iş tutmayın, sonucu iyi olmaz bunun’ derken gevrek gevrek gülüyordunuz. Gevrek gevrek gülmenin acı acı ağlaması olmayacak mı sandınız? ‘Biz dilediğimizi yaparız, Türkiye de anca seyreder’ diyerek mi getirdiniz kendinizi gaza? Aha bak seyretmedi Türkiye. Amerika’dan aldığın silahları sana yedirmekle meşgul an itibariyle. Şimdi eğ başını ve başına gelene razı ol.” 

Suriye hükümeti “ben bilmem, onu benim beyim bilir” diyerek topu Rusya’ya attı. Rus Genelkurmayı “Türkiye’nin sınırlarını koruma hakkı vardır” dedi. İran “sert şekilde” kınadı. Amerika “Türkiye bize operasyon öncesi bilgi verdi” diyerek topu taca attı. Kaldık mı şimdi baş başa? Eee, baş başa kalınca neler olacağını biliyordun değil mi? Türkiye’nin sınır güvenliği ile uğraşmanın, Türkiye’ye diklenmenin bir bedeli olacağını tahmin ediyordun değil mi?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 309 Okunma Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 439 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 909 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 955 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma