İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Sabiti tespit etmek ne işe yarar?

Kendimizi kandırmayalım. Bugünün insanı için muhtemelen hiçbir işe yaramaz. Çünkü sabitin sabit olduğu bir dünya bugünün insanı için “yaşanabilir bir hazlar bütününü”...

29 Ekim 2019 | 162 okunma

Kendimizi kandırmayalım. Bugünün insanı için muhtemelen hiçbir işe yaramaz. Çünkü sabitin sabit olduğu bir dünya bugünün insanı için “yaşanabilir bir hazlar bütününü” işaret etmez genellikle.

Sabitin sabit olması bir “kurallar bütününden” daha fazlasıdır. En başta “bir düşünce sistematiği geliştirmek” anlamına gelir ki zor iştir. Çok zor iştir. Çünkü bugün sistematik düşünmeye meyyal yahut en azından teşne hemen hiç kimse yoktur.

Schopenhauer için “sistem kuran son filozof” denir. Buna itibar edersiniz yahut etmezsiniz bilemem, ama bugün itibariyle “bütün dünyayı belirli bir sistematik içerisinde ele alma” kabiliyetimizin olmadığı su götürmez bir gerçektir. Bırakalım tıpçımızı, kimyacımızı; felsefecimiz, sosyoloğumuz bile kendi dar mesleki ilgisinin dışına çıkabilen bir sistematik geliştiremiyor. Böyle olunca ontoloji çalışan felsefeci etikten, saha çalışması yapan sosyolog teoriden anlamaz hale geliyor. Dâhiliyeci kırık-çıkıktan anlamamış, çok mu?

Hadi popüler dille söyleyelim: “İşte bunlar hep sabitsizlikten.”

Örneklendireyim. Diyelim sabitimiz “faiz kötü bir şeydir” cümlesi olsun ve bunun değişmeyeceği de sabit olsun. Bu sabitin insan hayatına getirdiği iki temel sorumluluk vardır. Bunlardan ilki “faizden uzak durma” itiyadı, diğeri de “kötü olan faizle mücadele etme” fikri. Eh, bu da beraberinde bir sistematik geliştirmeyi zorunlu kılar. “Faizsiz bir hayat sistematiği” diyelim bunun adına biz.

Oysa bu sabit “değişken” haline gelirse bir süre sonra faizle mücadeleyi bir kenara bırakıp bireysel anlamda da “alternatif ara yollar” bularak faizin kendisiyle ilgili bir derdimizin kalmamasını ister-istemez temin etmiş oluruz. Sonuç: “Ev alanlara müjde, faiz indirimi yolda” cümlesiyle yaşamaya alışmaktır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İsmailağa buluşması: Sahi nedir bu Halidilik meselesi? 05 Mayıs 2024 | 897 Okunma İsmailağa buluşması 04 Mayıs 2024 | 1.762 Okunma Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.472 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 416 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 338 Okunma