İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Özgüven değildir o, cahil cesaretidir

‘Bilme’ eyleminin insana ilk faydası neyi bilip neyi bilmediğini tam olarak bilmektir. Yani insan teki, herhangi bir şeyi ‘bildiğinde’, aslında neyi bilmediğini de ta içte, derinde anlar. -Elif’in bir harf olduğunu...

15 Ağustos 2017 | 711 okunma

‘Bilme’ eyleminin insana ilk faydası neyi bilip neyi bilmediğini tam olarak bilmektir. Yani insan teki, herhangi bir şeyi ‘bildiğinde’, aslında neyi bilmediğini de ta içte, derinde anlar. -Elif’in bir harf olduğunu bildiğiniz anda -elif’ten başkaca bir harf bilmediğinizi de bilirsiniz demeye çalışıyorum. -Elif’in yanına bir de -be ekleyip ‘ab’ hecesini bir ‘bilgi’ olarak edindiğinizde, başkaca bir hecenin bilgisine sahip olmadığınızı da anlarsınız.

‘Bilmediğinizi bilmek’ sizi yeni bir bilgiye sahip olmaya hazır hale de getirir ki bu, kullanıp kullanmaması size kalmış büyük bir avantajdır.

Gündelik hayatta ‘neyi bilip neyi bilmediğini bilmeyen’ çok insana rastlıyoruz. Cehaletleriyle bizi bizden alıyorlar.

Yine de, mesele sadece ‘cehalet’ düzeyinde kalsa bunu sorun etmeyiz. Cahillik, evet, bir sorundur ama kimseyi cehaleti yüzünden suçlamayız. Ta ki cehaletini kabule yanaşsın ve ‘bilmiyorum’ deme erdemini göstersin, gösterebilsin.

Yine gündelik hayata dönelim. Bir şeyin bilgisine sahip olmakla olmamak arasındaki farka hiç saygı duymayan ve böylelikle ‘bilgi’yi aşağılamayı bir marifet haline getiren en az bir tanıdığınız vardır. Bu ‘cehaletine dükkan açan’ tanıdığınızın en önemli kişilik özelliklerinden biri de ‘özgüven’dir değil mi? Hah. İşte o özgüven değildir, cahil cesaretidir. Sevimsizliğin dibidir.

Özgüven, bilmemekten değil, bilmekten kaynaklandığında özgüvendir. Sözgelimi, 20 yıldır ormancılık yapan bir çiftçinin ‘ben bu odunu rahatça, kolayca, herkesten iyi keserim’ demesi ya da böyle düşünmesi özgüvendir. Hayatında hiç odun kesmemiş birinin ‘ben bu odunu rahatça, kolayca, herkesten iyi keserim’ demesi ya da böyle düşünmesi ise cahil cesareti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.468 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 416 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 337 Okunma Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 452 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 918 Okunma