Nedir eşitlik fikri?
Bir gün Efendimiz(sav)’in bulunduğu meclise sulandırılmış süt getirdiler. Sağında bir bedevi, solunda can dostu Hazreti Ebubekir oturuyordu. Tekrarlayalım. Hemen sağında bugün bile ismini ya da Müslüman olup olmadığını bilmediğimiz bir bedevi, solunda ise hicret arkadaşı, Sıddık olan. Efendimiz(sav), sulandırılmış sütten bir yudum alıp sağındaki bedeviye uzattı ve ona dedi ki “sen de bir yudum içip sağındakine uzat.”
Nedir alçakgönüllülük?
10 yıl ayrı kaldığı, daha doğrusu ayrı bırakıldığı ruhunun sılasına, Mekke’ye muzaffer bir komutan olarak girdiğinde bir adam ona bir soru sormak istedi. Soramadı. Çünkü korkudan ya da saygıdan ya da başka bir şey yüzünden titriyordu. Efendimiz(sav) ona dedi ki: “Karşımda titreme. Ben kral değilim. Ben de senin gibi, kuru et yiyen Mekkeli bir kadının oğluyum.
Nedir doğru bildiği yolda yürümek?
Amcası Ebu Talib, biraz da korku içerisinde Efendimiz(sav)’e gelerek “kardeşimin oğlu” dedi, “kavmimizin ileri gelenleri bana müracaat ettiler. Senin onlara söylediklerini anlattılar. Ne olursun hem bana hem de kendine acı. İkimize de, ikimizin de altından kalkamayacağı işler yükleme. Kavmimizin hoşuna gitmeyen sözleri söylemekten artık vazgeç.” Efendimiz(sav) amcasına dedi ki: “Şunu bil ki, ey amca! Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu dini anlatmaktan vazgeçmem. Ya Allah, bu dini hâkim kılar yahut ben bu uğurda canımı veririm.”