İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Kızamık şekeri yahut iki İsmail’den biri

Eskiden kolay ölünürdü. Zatürreden, tifodan, “iskorpitten”, sıtmadan, veremden…

26 Mayıs 2019 | 320 okunma

Arabada Bektaşi deyişleri dinleyerek yolculuk ettiğimiz dostumla ben, kolayca ölünen zamanlarda büyümüş son çocuklardık. İstanbul iftarını etmiş, teravihten çıkmış, sahura doğru akıyordu ağır ağır. İki dostun, tam da olması gerektiği gibi, dertleşerek ilerlediği güzel bir İstanbul gecesiydi.

O yokuşa geldik. Dostum dedi ki “Fukara mahallemizde araba namına hiçbir şey olmadığı için annem beni sırtında 3 saat taşıyarak getirmişti hastaneye. İşte şurada, yokuşun tam ortasında ‘yoruldum yavrum, az bir soluklanayım’ dediydi. Soluklana soluklana büyüttü bizi annelerimiz.”

Zaten bildiğim, zaten yaşadığım pek çok öyküden biriydi anlattığı. Yine de, “belki henüz anlatmak istedikleri vardır” diye düşünerek sordum. “Kaç yaşındaydın abi?”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 192 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 331 Okunma Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 441 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 913 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 958 Okunma