İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Kim bu İslâmcılar, kim bu STK’lar?

Geçen gün fotoğrafların gösterildiği bir yarışmada bir soru vardı. Delikanlı soruyu bilse iyi para da kazanacaktı. Elinde kukla tutan birinin fotoğrafı üzerinden sorulan soru şuydu: Resimdeki gibi bir durumda kuklayı...

28 Nisan 2018 | 546 okunma

Geçen gün fotoğrafların gösterildiği bir yarışmada bir soru vardı. Delikanlı soruyu bilse iyi para da kazanacaktı. Elinde kukla tutan birinin fotoğrafı üzerinden sorulan soru şuydu: Resimdeki gibi bir durumda kuklayı konuşturan kişiye ne isim verilir?

Temiz yüzlü delikanlı sorunun cevabının “vantrilok” olduğunu bilemedi. Zannediyorum siyaset ve medya dünyasına pek ilgisi olmadığı için “karnından konuşmak” kavramının karşılığını bilmiyordu. “İyi ki de bilmiyordu” dedim kendi kendime.

Zaman zaman bunu yapmak zorunda kalsam da karnımdan konuşmayı sevmem. Hiç sevmedim. Sırf bu yüzden referandum akşamı çıktığım TVNET canlı yayınında “bu seçimin bence en büyük hayal kırıklığı Ahmet Davutoğlu’dur. ‘Referandumda oyum evettir’ diyemedi çünkü” demiştim mesela. Meraklısı kayıtlardan bakabilir.

Zaman zaman yineledim, yine yineleyeyim. Bir Müslüman birey olarak yaklaşık 150 yaşında olan bir ideolojik yönelimle, bir düşünsel gelenekle izah ediyorum hayata bakışımı: İslamcıyım ben. Müslümanların kendileri hakkındaki kararları hiçbir gücün baskısı altında kalmadan kendilerinin alması gerektiğini savunduğum için İslamcıyım. Müslümanların, dünyadaki diğer insanlarla eşit haklara sahip, izzetli ve onurlu bir insan topluluğu olduğunu savunduğum için İslamcıyım. Ve “dünyanın iyiliği için Türkiye” cümlesine gönül verdiğim için İslamcıyım.

Kendisini İslamcı olarak tanımlayan biri olarak iki kesimin karnından konuşmasına dayanamıyorum. Birincisi İslamcılar, ikincisi de İslamcılar hakkında ahkâm kesenler.

Bugün, yüzdeye vurulduğunda oranlarının yüzde beşi geçeceğini düşünmediğim İslamcıların “karnından konuşanlarca” eleştirildiği ana mesele ne? Ahmet Davutoğluculuk ve/veya Abdullah Gülcülük. Bakıyorum, soruyorum, soruşturuyorum, araştırıyorum, bugün İslamcılığın ana öbeğini teşkil eden isim ve gruplarda ne Ahmet Davutoğlucu ne de Abdullah Gülcü bir reflekse rastlamıyorum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu başarı hepimizin 07 Mayıs 2024 | 675 Okunma İsmailağa buluşması: Sahi nedir bu Halidilik meselesi? 05 Mayıs 2024 | 1.959 Okunma İsmailağa buluşması 04 Mayıs 2024 | 1.813 Okunma Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.475 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 417 Okunma