İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Kamalizm’in açık yaraları

Üzerinden 100 yıl geçmiş yaralarımızı bile kapattırmamaya çalışmak, bunu yaparken de ağzından salyalar akıtarak “buralar hep bizim” demek tek başına Kamalizm’in sefaletini anlatmaya yeter.

17 Kasım 2020 | 1.344 okunma

Bayılıyor Kamalistler yol açtıkları cümle yaraları açık tutmaya. Bunu, bir bakıma, “güçlerinin sürdürülebilir olmasını temin fırsatı” olarak da görüyor, öyle kurguluyorlar. Üzerinden 80, 90, 100 sene geçmiş yaraların kapanması ihtimali bile deliye döndürüyor bizim Kamalistleri. Yara açık kalırsa, kapanmazsa, kanamaya devam ederse bin yıldır sürdürdüklerini düşündükleri ve aslında epeydir sürdüremedikleri iktidarlarının devamını sağlayacaklarını hesaplıyorlar.

Kamalistlerin Seyit Rıza ile Şeyh Sait’e aynı anda rahmet dileyen Yıldız Tilbe’ye, ellerinden gelse kadını bir kaşık suda boğacaklarmış gibi saldırmaları bu bakımdan ibretliktir. Bu düşmanca dille, bu linç kültürüyle devam ettirebiliyor zira Kamalistler kendi varlıklarını.

Oysa köprünün altından çok sular aktı. Ne 1920’lerin Türkiye’sindeyiz, ne Türkiye’nin en makbul sınıfı “oligarşik Kamalizm’in oluşturduğu yeni nesil”, ne de Kamalizm muktedir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İsmailağa buluşması: Sahi nedir bu Halidilik meselesi? 05 Mayıs 2024 | 1.008 Okunma İsmailağa buluşması 04 Mayıs 2024 | 1.768 Okunma Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.472 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 416 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 338 Okunma