İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

İmkân ve zaaf

Şundan artık eminim: Sistematik düşünebilen birinci sınıf bir ilim adamıyla herhangi bir temas kesinlikle ufuk açıcı sonuçlar doğuruyor insan zihninde. İzleyenleriniz olmuştur. Yusuf Genç ile birlikte...

05 Şubat 2019 | 614 okunma

Şundan artık eminim: Sistematik düşünebilen birinci sınıf bir ilim adamıyla herhangi bir temas kesinlikle ufuk açıcı sonuçlar doğuruyor insan zihninde.

İzleyenleriniz olmuştur. Yusuf Genç ile birlikte hazırlayıp sunduğumuz Adres Defteri’nde bu hafta bu tanıma tam oturan bir ilim adamını, İbrahim Halil Üçer’i konuk ettik. Üçer, genç yaşına rağmen birikimi karşısında önünüzü iliklemeniz gereken bir âlim.

Hocanın editörlüğünü yaptığı İslam Düşünce Atlası, büyük bir kültür olayı olarak girdi hayatımıza. Hani bazı kitaplar vardır, yazıldıktan sonra artık o yazılmamış gibi davranamayız, onu hesaba katmadan o alanda kalem oynatamayız. Atlas, tam da öyle bir kitap… Atlas’a bir dördüncü cilt ekleneceği ve bir başka kıymetli âlim olan Ömer Türker hocanın öncülüğünde bu eserin tamamlayıcısı olarak gördüğüm “İslam Nazariyatları Atlası”nın da yayına hazırlandığı haberini mutlulukla paylaşayım.

Gelelim meselemize. Üçer ve arkadaşları, İslam düşüncesini dönemlere ayırarak takip etmemizi öneriyor bize. Klasik dönem, yenilenme dönemi, muhasebe dönemi ve arayışlar dönemi olarak dört döneme ayırıyorlar İslam düşüncesini.

Üçer, arayışlar döneminin ikinci diliminin, yani 20. yüzyılın tamamının Müslümanlar açışından bir çeşit iktidar arayışıyla, bir çeşit “emr isteği” ile geçtiğini anlattı yayında.

Çerçeveyi şöyle çizelim: 20. yüzyılın başında dörtte üçü fiilen emperyalist güçler tarafından işgal altında olan İslam coğrafyası, çıkışı “yeniden iktidar olmak için mücadele” konseptinde gördü. Kendi ülkelerindeki seküler, jakoben, batıcı, aydınlanmacı iktidarları devirerek “emri ele geçirmek” bir çeşit kızıl elmaya dönüştü İslami hareketler için. Türkiye’deki adının Milli Görüş, Mısır ve Biladü’ş-Şam’daki adının İhvan, Pakistan coğrafyasındaki adının Cemaat-i İslami olması sadece küçük farklılıklar doğurdu aslında. Bu hareketlerin temel hedefi ülkelerindeki mevcut batıcı-dayatmacı iktidarları legal yollarla devirerek, yerine İslami-özgürlükçü iktidarlar getirmekti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.469 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 416 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 337 Okunma Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 452 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 918 Okunma