İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Bazı utanç verici şeyler

Yolunu bilmediğim, herhangi bir faaliyetine katılmadığım, uzaktan uzağa takiple yetindiğim Bilim ve Sanat Vakfı’na, Şehir Üniversitesi’ne kayyım atanması sürecinin bir devamı olarak kayyım atandığını öğrenince derhal yapmam gerekeni yapıp adalet duygumu ve vicdanımı dinleyerek “canımız yandı” yazdım sosyal medyada.

25 Ocak 2020 | 3.821 okunma

Çünkü bir şeyin kanuna uygun olması onun aynı zamanda hukuka uygun olması manasına da gelmez benim için. Bir kuruma sahip çıkmak için o kurumun bir parçası olmam da gerekmez ayrıca.

“Aslında ne oldu?” bilmişliği ile Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyım atanmasını savunan bazı medyacı arkadaşlara falan çok takılmadım ben. Belki bazıları gerçekten bu kayyım meselesinin hem kanuni hem de hukuka uygun olduğunu düşünüyorlardır. Belki bazıları bu kayyım meselesinin doğruluğuna hakikaten inanıyorlardır. Bazıları bir çeşit “destek mecburiyeti” hissediyordur. Hatta belki de bazıları Ahmet Davutoğlu’na olan kırgınlıkları-kızgınlıkları nedeniyle (ki benim kadar kırgın olmaları epeyce zor) “ne var ki canım bunda?” noktasına gelmişlerdir.

Açık söyleyeyim. Böyle yapan isimlerin hemen hepsini bir çeşit “anlayışla” karşılıyorum. Elbette anlamıyorum yaptıklarını ama anlayışla karşılıyorum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İsmailağa buluşması: Sahi nedir bu Halidilik meselesi? 05 Mayıs 2024 | 212 Okunma İsmailağa buluşması 04 Mayıs 2024 | 1.721 Okunma Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.471 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 416 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 338 Okunma