İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Anahtar

“Elimdeki anahtarı bana babam verdi. Ona da babası vermiş. Bu anahtar benim eve dönüş umudum. Ben giremesem bile umarım çocuklarım bu anahtarla evimizin kapısını açarlar.” Bu cümleleri kuran adamın ailesi...

08 Nisan 2018 | 161 okunma

“Elimdeki anahtarı bana babam verdi. Ona da babası vermiş. Bu anahtar benim eve dönüş umudum. Ben giremesem bile umarım çocuklarım bu anahtarla evimizin kapısını açarlar.”

Bu cümleleri kuran adamın ailesi, 1800 yılların ortalarından itibaren gelen Filistinli ailelerle birlikte yerleşmiş Şili’ye. Futbolculuk, ardından teknik direktörlük derken yaşlanmış. Yaşlanması ve ailesinin neredeyse 150 yıldır burada, Şili’de yaşıyor olması ve hayatı boyunca bir kez olsun Filistin toprağına adım atamamış olması bir an olsun umudunu kaybetmesine yol açmamış. Bir gün, elinde sıkı sıkıya tuttuğu o anahtarla eve dönecek. Eve, Yafa’daki portakal bahçelerine… Eve, Gazze’deki balıkçı barınaklarına. Eve, Kudüs’teki zeytin ağaçları gölgelerine…

Anahtar… Bir umut, bir sembol, bir eve dönüş şifresi. Bir demirden harita... O anahtar sadece bir kapıyı değil, yeniden bir hayatı, elinden alınmış bir hayatı da açacak.

Ve Şili’den binlerce kilometre uzakta, Gazze’de bir demirci var. Adı Ali.

Şair, onun çocukluğu için yazmıştır şu dizeleri: Kaş çatarım düşmanıma, tanklarına taş çakarım / Ustam beni eve yollar, küçük kızına bakarım / Adım Ali; Ramallah’tan / Cenin kampına sürüldüm / İşe giderken canlıydım, dönüşte tel tel döküldüm / Bakırcının çırağıyım, yaşım oniki olmuştur / Anam beni bir güz günü hıçkırırken doğurmuştur / Göçmen kuş sürülerine ısmarlandı istikbalim

Hayır, ispatlayamam bunu. İspatlamama gerek de yok. Çünkü biliyorum, mıh gibi biliyorum ki şairin anlattığı o Ramallahlı Ali büyümüş ve bir demirci ustası olmuştur Gazze’de. Ateşin harıyla tutunmuştur memleketine. Pazısının gücüyle tutunmuştur. Ustasının kızıyla tutunmuştur. Onu hıçkırırken doğuran anasının hüznüyle ve hıncıyla tutunmuştur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu başarı hepimizin 07 Mayıs 2024 | 563 Okunma İsmailağa buluşması: Sahi nedir bu Halidilik meselesi? 05 Mayıs 2024 | 1.944 Okunma İsmailağa buluşması 04 Mayıs 2024 | 1.812 Okunma Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti 30 Nisan 2024 | 3.474 Okunma Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 417 Okunma