İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Alevilerin sırtındaki yük

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı İsmail Kılıçarslan'ın bugünkü (11.10.2022)''Alevilerin sırtındaki yük'' başlıklı yazısı.

11 Ekim 2022 | 835 okunma

Promosyoncu abimiz Levent Gültekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Alevilerle ilgili olarak yapılacak düzenlemeleri kamuoyu ile paylaşmasının ardından kendince çok kritik bulduğu bir soru sormuş: “Gezi’de niçin sadece Alevi gençler öldü?”

Doğrusu bu ya, soruyu acayip beğendim. Bendeki cevabı şu sorunun: “Düzeni değiştirmek için kendi pembiş mabatlarına güvenemeyen beyaz madrabazlar Mis Sokak’ta, Firuzağa’da, Cihangir’de kahve içerek Gezi olaylarına katıldıklarından ve o esnada yasadışı örgütlerin tarlasına döndürülmüş Alevi gençler polisle çatıştığından olabilir mi?”

İnancım şudur ve hiç değişmeyecektir: Beyaz madrabazlar hiçbir zaman Alevilerin dostu olmadı, olmayacaklar da. Onları “kullanışlı bir aparat” olarak görmeye devam edecekler. Aleviler, bu zinciri kırmaksızın rahatlayamayacaklar.

Bu, burada bir dursun.

Geçenlerde yakın dönem Konya tarihini çok iyi bilen kadim bir dostumla konuşmuştuk. Cumhuriyetin ikinci valisi İsmail İzzet’ten beşinci valisi Mehmet Nazif Ergin’e değin, yani 1925-1939 yılları arasında Konya’da Alevi dedelerinin ve Bektaşi babalarının başına gelmedik iş de kalmamış yapılmadık zulüm de. Devlet gücüyle ve devlet eliyle “Alevisiz hava sahası” oluşturulmuş adeta şehirde. Konya’da bu böyleyken Eskişehir’de, Denizli’de, Kars’ta, Diyarbakır’da durum farklı mı? Elbette hayır.

Ilgın doğumlu olan Livaneli Zülfü’ye sorsak anlatır mı bize bunları? Elbette anlatmaz. Çünkü varsa yoksa “yaşasın Kamalizm!”

Esasen yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti derhal üç sosyolojik sınıfı “öteki” ilan etmiş. Bu sınıflardan ilki gelenekli dindarlar, ikincisi Alevi-Bektaşi ocakları ve üçüncüsü de Kürtler.

Dolayısıyla bu parantez tam tamına 100 yıllık bir parantezdir.

Yine geçenlerde önemli bir siyasetçi ile bir telefon görüşmem oldu. Onun Alevi açılımı ile ilgili okumasına büyük oranda katılıyorum. Şöyle dedi: “20 yıldır devletle halk arasındaki makası kapatmanın mücadelesini verdik. Vesayetle çarpıştık. Şimdi sıra toplumsal akslara baskı yapan sorunları sağlıklı bir süreçle ortadan kaldırmaya geldi.”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 398 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 334 Okunma Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 442 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 913 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 958 Okunma