Eskiden otobüs şirketleri bir kazaya karıştıklarında ya da yolda
kaldıklarında hep aynı görüntü ile karşılaşırdık: Üzeri gazete
kâğıdıyla kaplandığı için okunmayan amblemler, firma
isimleri...
Şoförlerin ya da muavinlerin ilk işi o kısımlara gazete yapıştırmak
olurdu. Fotoğraf çekilirse, haber yapılırsa firma ismi çıkmasın
diye.
Zamanla şoför ve muavinlerin yerini gazeteciler, gazete
kâğıtlarının yerini haberler aldı. Evet, aynen böyle oldu. Firmanın
adını ve amblemini gizlemeye gerek kalmadı; çünkü ajanslar,
gazeteler, televizyon kanalları bunu kendiliklerinden
yapıyordu.
Kazaya karışan şirketin adı kesinlikle yayımlanmıyordu. Olay
yerinden çekilen fotoğraflarda, şayet varsa, firma ismi
buzlanıyordu.
Bunun da yasal bir zorunluluk olduğu iddia ediliyordu yahut
sanılıyordu.
"Efendim, şimdi, RTÜK Kanunu'na göre" diye başlayan cümleler
kuruluyordu.
Hıncal Ağbi (Uluç) ne iyi etti de bu tartışmayı başlattı,
alevlendirdi.
Yasal zorunluluk zannedilen şeyin iyimser bir tahminle yasaların
yanlış yorumlanmasından kaynaklanan hatalı bir teamül, kötü
ihtimalle yazılı olmayan bir tür mafya yasası olduğunu ortaya
çıkardı.
Hıncal Uluç özetle bu uygulamayı bir tür 'oto-sansür' olarak
nitelemişti.
Türk Hava Yolları'nın adını açık seçik yazıyorsunuz da otobüs
firmalarının adını neden gizliyorsunuz, diye sormuştu. Doğru olanın
gizlemek değil, aksine ifşa etmek olduğunu savunmuştu.
Uluç'un yazılarında eleştirdiği Anadolu Ajansı'nın Genel Müdürü
Şenol Kazancı bu tartışmaya son derece olgun ve yapıcı bir biçimde
yaklaşmış ve şöyle demişti:
"Kaza yapan otobüs fotoğraflarının firma isimleri görünecek şekilde
yayımlanması konusundaki duyarlılığınız son derece haklı ve
isabetlidir.
Firma isimlerinin yayımlanmasının, trafik güvenliğinin
artırılmasında etkili bir yaptırım olacağı açıktır."
Burada Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici'nin de adını
zikretmek gerekir. Hürriyet okurlarının şikâyetleri nedeniyle
önceki yıllarda bu konuyla ilgili yazılar yazmış ve o da firma
isimlerinin açıklanmasında 'kamu yararı' olduğunu söylemişti.
Bu tartışmalar nihayet bir sonuç verdi.
Anadolu Ajansı ile Faruk Bildirici'nin birlikte başlattığı
inisiyatif sonucunda 10 maddelik bir Trafik Kazası Haberleri Yazım
Kılavuzu hazırlandı. Çalışmada Anadolu Ajansı adına Genel Yayın
Yönetmeni Metin Mutanoğlu, Haber Merkezi Yayın Yönetmeni B. Selçuk
Aval ve Hukuk İşleri Müdürü Şerife Gül Arıman aktif bir rol
üstlendi.
Mutanoğlu'nun benimle de paylaşıp görüşlerimi aldığı kılavuz
Emniyet yetkilileriyle ve sektör temsilcileriyle görüşülerek,
konuyla ilgili yargı karar ve içtihatları taranarak,
akademisyenlerden görüş alınarak hazırlanmış.
Hayırlara vesile olması dileğiyle paylaşıyorum.
***
Trafik Kazası Haberleri Yazım Kılavuzu
1- Trafik kazası haberlerinde kamu yararı esas alınır; yansız,
nesnel ve yalın bir dil kullanılır; sansasyonel, peşin hüküm içeren
ifadelerden kaçınılır.
2- Ölümlü kazaya karışan taşıtın/otobüsün firmasının adı, firma ya
da sürücüyü suçlamadan; kazanın oluş şekli ile ilgili kesin
ifadeler kullanmadan yazılır. Fotoğraf ve görüntülerde firma ismi
ve plaka buzlanmaz.
3- Kazaya karışan taşıt/otobüs sürücülerinin kusur oranı yazılmaz;
bu konuda yorum yapılmaz.
4- Kazaya karışan taşıt/otobüs firmasının yetkililerinin kazayla
ilgili görüşüne başvurulur; varsa açıklamalarına haberde mutlaka
yer verilir.
5- Görgü tanıkları ya da yolcuların kazanın oluş şekliyle ilgili
tanıklıkları nesnel bir dille ve iddia olarak verilir. Abartılı,
suçlayıcı ifadeler haberde kullanılmaz.
6- Kaza haberlerinde kaynağı belirsiz açıklama ya da demeç
kullanılmaz. Yetkililerin açıklama ya da demeçlerine isim ve
unvanlarıyla birlikte yer verilir.
7- Trafik raporu ve kazayla ilgili diğer belgeler de takip edilerek
haber yapılır.
8- Trafik kazalarında yaşamını yitiren ya da yaralananların
isimleri, yakınlarının öğrendiğine emin olunmadan haber
yapılmaz.
9- Trafik kazası haberlerinde kanlı ve insan onurunu zedeleyici
fotoğraf ve görüntü kullanılmaz.
Ölülerin yakın plan fotoğraflarına yer verilmez; uzak plan
fotoğraflarda yüzler mutlaka buzlanır.
10- Trafik kazası haberlerinde firmalar ile yetkililerin kazaları
engelleyecek önlemler almalarını sağlamaya ve toplumu kazalara
karşı bilinçlendirmeye özen gösterilir. Eğitici, öğretici uzman
görüşlerine de haberlerde yer verilir.
***
Büyük mutabakat
Kılavuzu incelediğinizde otobüs firmalarının yaptığı kazalar
bağlamında başlayan tartışmaların firma isminin gizlenip
gizlenmemesi meselesini aşıp bütün trafik kazalarını kapsayacak
şekilde genişlediğini görmeniz mümkün. Yukarıdaki maddeler sadece
otobüs kazalarında değil, bütün kazalarda uygulanabilir bir nitelik
taşıyor.
İlkeler belirlenirken kamu yararı gözetilmiş, kamuoyunun bilme
hakkı korunurken adil ve dengeli olmaya özen gösterilmiş, cevap
hakkına saygı, masumiyet karinesi gibi temel kaideler
gözetilmiş.
Maddeleri kendileriyle paylaştığım Turkuvaz Medya Grubu yetkilileri
desteklerini açıkladılar.
Grup bünyesindeki Sabah gazetesi, aHaber ve İngilizce yayınlanan
Daily Sabah bundan böyle bu ilkeleri yayın politikalarının bir
parçası haline getirecekler.
Bu çalışma gösterdi ki konu insan hayatı olduğunda medya
kuruluşları aralarındaki tartışma ve çekişmeleri bırakıp bir araya
gelebiliyorlar.
Metne destek veren diğer medya kuruluşları alfabetik sırayla
şöyle:
Akşam, Birgün, CNN Türk, Cumhuriyet, Doğan Haber Ajansı, Habertürk
gazetesi, Habertürk TV, Halk TV, Hürriyet, Hürriyet Daily News,
Kanal D, Kanal 7, Milliyet, NTV, Posta, Sözcü, Star, TRT, TV NET,
Ülke TV, Vatan, Yeni Şafak.
Dilerim bu uzlaşma güzel bir örnek olur; etik kuralların
belirlenmesi ve uygulanması konusunda yapılan ortak çalışmalar
yaygınlaşır.
***