Geçtiğimiz hafta içinde okurlarımızdan gelen şikâyet ve övgüleri
kısaca mütalaa edelim:
'Eczacı
kalfalarına asgari ücretin 1.5 katı maaş' başlığıyla çıkan...
Geçtiğimiz hafta içinde okurlarımızdan gelen şikâyet ve övgüleri
kısaca mütalaa edelim: 'Eczacı
kalfalarına asgari ücretin 1.5 katı maaş' başlığıyla çıkan haber
yanlışmış. Daha doğrusu haberde sözü edilen kişiler 'eczacı
kalfası' değilmiş, 'yardımcı eczacı' imiş. Eczacılık fakültesi
öğrencileri ve yeni mezunlar bu haberde kullanılan tanımlamalardan
rahatsız olmuşlar. Eczacı kalfası ile yardımcı eczacı arasında ne
fark var diye soracak olursanız hemen açıklayayım: 5 yıllık
eczacılık fakültelerinden mezun olanların kendi eczanelerini
açmadan önce başka bir eczacının yanında 1 yıl staj yapması
gerekiyor. Bu dönemde kendilerine 'yardımcı eczacı' deniyor,
'eczacı kalfası' değil. Zaten haber de bu dostlarımız hakkında.
Sevgili muhabir ve editör arkadaşlarımız 6197 sayılı Eczacılar ve
Eczaneler Hakkında Kanun'a bir göz atabilirlerse bu müessesenin
orada açıklandığını göreceklerdir. Hazır eczaneler
konusuna girmişken hayati önem taşıyan bir meseleden daha söz
edelim. Okurlarımızın ifade ettiğine göre sabah.com.tr'de
yayınlanan Nöbetçi Eczane Listesi zaman zaman hatalı bilgiler
içeriyor. Hastanelerin acil bölümlerinden çıkıp eczane arayan bazı
okurlarımız sitedeki bilginin yanlış olması nedeniyle zorlanmışlar.
Hem onlar hem de onlar tarafından bilgilendirilen nöbetçi
eczacılarımız şikâyetçi... Site editörlerimiz listeyi doğru
kaynaktan almaya özen göstermeli. Ocak 2017'de
Quebec City'de bir terörist, camide ibadet eden 6 kişiyi
öldürmüştü. Üniversite öğrencisi olan katil mahkemede suçunu kabul
etmiş. Buraya kadar sorun yok. Fakat konuyla ilgili haberde bu
bilginin hemen altında şöyle bir cümle yer alıyor: "İslam Devleti
örgütü, taraftarlarını araçlı saldırılar düzenlemeleri için teşvik
ediyor." Okurlarımız soruyor: "İslam Devleti Örgütü derken neden
bahsediyorsunuz? DEAŞ'tan mı? 6 Müslüman'ın camide öldürüldüğü bir
saldırının haberiyle bu cümlenin alakası nedir? Müslümanlara
yönelik bu terör saldırısına gerekçe bulmaya, onu meşrulaştırmaya
mı çalışıyorsunuz?" Yukarıdaki haberde
de görüldüğü gibi çeviri haberlerde bu neviden sorunların ortaya
çıkmaması için dikkatli olmak gerekiyor. Amerika'da Bir Şehri
Zombiler İstila Etti başlıklı haber de bunun bir başka örneği.
Zombi, 'hortlak' demek. Fakat haberi okuduğumuzda rakunlar arasında
yayılan bir kuduz tehdidinden bahsedildiğini, bunun da doğru
çıkmadığını görüyoruz. Şu halde böyle bir başlık atmak ne kadar
doğru? Azerbaycan'dan
yazan bir okurumuz Diriliş Ertuğrul dizisiyle alakalı haberde bir
çelişki fark etmiş. "Osman Gazi 1258'de doğmuş, Halime Hatun
1281'de ölmüş diyorsunuz. Haberin devamını okumak için tıkladığımda
'Halime Hatun'un diziden çıkacağını, Osman'ın doğumunda mı yoksa
başka zaman mı öldüğünün malum olmadığını' yazmışsınız. Bu bir
uyuşmazlık değil mi?" Bu bir uyuşmazlık, doğru. Uyuşmazlığın nedeni
de kurgusal gerçeklikle, yani diziyle, tarihi gerçekliğin
birbiriyle bütünüyle örtüşmemesi. Senaristin bir dizide tarihi bir
karakteri öldürmesi, o karakterin gerçekte de aynı tarihte ve aynı
şekilde öldüğünü göstermiyor. Bu farklılığın haberde vurgulanması
gerekiyordu. Habere göre
Müslüman manken Mariah İdrissi 'türbanı' yüzünden işinden olmuş.
"İngiltere'de yaşayan Müslüman model Mariah İdrissi'nin, ünlü bir
makyaj markasıyla imzaladığı kontrat, türban taktığı gerekçesiyle
iptal edildi." Okurumuz haklı olarak soruyor: "Haberde bu kozmetik
firmasının adını neden yazmadınız? Bilsek iyi olmaz mıydı?" Elbette
iyi olurdu. Medyanın sorumluluklarından biri de ayrımcılıkla
mücadele etmektir. Ayrımcılık yapan kişi ya da kurumların
isimlerini gizlemek değil açıklamak gerekir. Yazımızı iki
övgüyle bitirelim. Bir: Sabah gazetesi tarafından düzenlenen
Uluslararası Futbol Ekonomi Forumu gerçekten takdire şayan bir
etkinlikti. Önemli bir ihtiyaca cevap verdi. Kulüp başkanları,
futbolcular, hakemler ve uzmanlar bir araya gelerek futbol
ekonomisi hakkındaki görüşlerini paylaştılar. Hem bütün bu isimleri
bir araya getirdiği hem de böylesine mühim bir meseleyi bu düzeyde
tartışmaya açtığı için Sabah gazetesi tebrik edilmeyi hak ediyor.
Dilerim bu forumda yapılan tespitler ve öneriler Türk futbolunun
ekonomik geleceği için bir yol haritasına dönüşür. İki: Günaydın
yazarı Mert Vidinli'nin yazısında yer verdiği 'anahtarlık kadınlar'
tanımlaması gündem belirledi ve bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Gazetenin yazarları Funda Karayel ve Ayşe Özyılmazel bu kavrama
itiraz ettiler. Günaydın bu itirazları manşete taşıdı. Konu kadın
hakları, cinsiyetçilik ve insanlık onuru bağlamında enine boyuna
tartışıldı. Okurlar da bu tartışmaya katıldılar ve görüşlerini
paylaştılar. Hepsine teşekkür ediyorum.