Taciz, tecavüz ve istismar haberleri... Nasıl verildiği, okura
nasıl aksettirildiği önemli... Hususi bir dikkat ve itina
gerektiriyor.
Haftalardır bu konuya odaklanıyoruz...
Riayet edilmesi gereken ahlaki kaideleri, bir başka deyişle,
uyulması gereken etik ilkeleri anlatıyoruz...
Fakat sanırım münazarayı bir müddet daha devam ettirmemizde yarar
olacak. Özellikle gazetenin internet ve sosyal medya mecraları
için.
Değerli bir meslektaşımız bir taciz haberinin 'duyurulma' ve
'hikâye edilme' sorununa dikkat çekti.
Benimle paylaştığı haber kapağında gözleri mozaiklenmiş bir kadının
ve bir erkeğin fotoğrafı vardı. Kadının fotoğrafı daha büyük ve ön
plandaydı.
Üzerlerinde ilki küçük harflerle, ikincisi büyük harflerle şu
cümleler yazıyordu:
'Bahçede sigara içerken...' 'Yengesine tecavüz eden kayınbiraderden
mide bulandıran ifade!' İnternet sitesi bir ajanstan aldığı haberi
tam 16 sayfalık bir galeriye dönüştürmüş.
Hepi topu beş ya da altı paragraftan oluşan bir yazı nasıl 16 sayfa
tutmuş derseniz açıklayayım:
Bazı sayfalarda yazı yok, sadece fotoğraf var.
Tecavüz mağduru olduğunu iddia eden hanımefendinin, babasının ve
çocuklarının fotoğraflarından albüm yapılmış. Yüzleri mozaiklenmiş
olsa da buna gerek var mıydı?
Başta da söylediğimiz gibi esas sorun sunumda... Olayı teatral bir
hale dönüştürmekte... Üç nokta filan koyup merak uyandırmaya, tık
toplamaya çalışmakta...
Görüntülerini tekrar tekrar kullanarak mağduru bir kez daha mağdur
etmekte...
Kastınız bu olmasa bile yaptığınız anons cinsel çağrışımlar yoluyla
okurun alakasını çekmeye çalışmak şeklinde algılanabilir.
Bunun bir adım sonrası pornografiye kaymakla suçlanmaktır.
Üslubumuz bizi temsil eder. Bu yüzden taciz, tecavüz ve istismar
haberlerini sansasyonel bir magazin haberi gibi değil yüz kızartıcı
bir suç haberi gibi yazmak ve duyurmak gerekir.
Editör arkadaşlarımızdan biraz daha hassas davranmalarını rica
ediyorum.
***
Yerelleşme
Kapadokya'da iken Sabah gazetesinin bölgedeki muhabirlerinden ikisi
ile tanışma fırsatı buldum: Ali Altuntaş ve Alparslan Körükçü.
Sabah gazetesi geçtiğimiz aylarda 'yerelleşme' yönünde ciddi bir
adım attı. Yani artık tek bir gazete çıkmıyor; her bölge için
farklı Sabah gazeteleri çıkıyor.
Kısaca özetlemek gerekirse: Artık her bölge için farklı sayfalar
tasarlanıyor.
Ulusal haberler aynı kalsa da, sadece İstanbul'u ilgilendiren
haberler İstanbul baskısında, Nevşehir'i ya da Kayseri'yi
ilgilendiren haberler o illerde basılan gazetelerde yoğunluk
kazanıyor.
Yani artık İstanbul'a kar yağınca bütün memleket karlar altında
kalmıyor.
Okura kendisini önemli hissettiren, doğru bir yaklaşım.
***
Özür!
Sözünü ettiğimiz yerelleşme anlıyorum ki haberlerin niceliği ve
niteliği konusunda yaptığımız değerlendirmelerin bazılarını eksik
hale getirmiş.
İstanbul baskılarını esas alarak çıkardığımız özgün haber
istatistiklerinde, haberleri kendi bölgelerinde çıkan baskılarda
yer alan Yurt Haberleri muhabirlerini ihmal etmişiz.
Söz gelimi ele aldığımız periyodda Ali Altuntaş'ın tam 22 haberi
yayımlanmış.
Bunları görmemişiz.
Kendisinden ve haksızlık ettiğimiz diğer meslektaşlarımızdan özür
dilerim.
***