Bob Dylan bir şarkısında "Rüzgârın ne yönden estiğini anlamak
için meteoroloji uzmanı olmaya gerek yok" der. Mesleğimiz
mevzubahis olduğunda da genellikle öyledir.
Dünyada gazeteciliğin hangi yöne doğru evrildiğini anlamak için
gidilmesi, görülmesi gereken yerler var. Uluslararası Gazeteler ve
Haber Yayıncıları Birliği WAN-IFRA'nın yılda bir kez düzenlediği
Dünya Yayıncılık Fuarı bunlardan biri.
Bu yılki fuar geçtiğimiz hafta, 9-11 Ekim arasında Berlin'de
yapıldı. Matbaacılar, yazılımcılar, medya yöneticileri, gazeteciler
buluştular. Bendeniz de oradaydım ve edindiğim bazı izlenimleri hem
meslektaşlarımla hem de okurlarımızla paylaşmanın yararlı olacağını
düşünüyorum.
İçerik öncelikli yayıncılık
Öncelikle şunu söylemeliyim. Baskı öncelikli mi yoksa dijital
öncelikli mi yayın yapılacağı tartışması eski cazibesini kaybetmiş
görünüyor. Bu ikisinden birine öncelik vermek zorunda olmadığımız
anlaşılmış durumda. Daha doğrusu bu ikisini bir arada yürütmenin
daha doğru hatta yararlı olduğu düşüncesi giderek
yaygınlaşıyor.
Peki, bunun için neye ihtiyacımız var? 'İçerik öncelikli' bir
anlayışa... İçeriği merkeze aldığımızda 'çok kanallı yayıncılık'
için çok sayıda seçenek mevcut.
Daha anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekirse... Bizde dijital
medyanın ortaya çıkmasından sonra gazetelerin yazı işleri ikiye
ayrıldı. Basılı gazetelerin editörleri ve internet sitelerinin
editörleri farklı farklı kişiler.
Oysa bu bir mecburiyet değil. Hele hele teknolojinin bugün ulaştığı
seviyede. Aksine 'iş akışı'nı yeniden düzenlememiz ve yazı işlerini
birleştirmemiz daha doğru bir adım olur. Bu birleşme zannedilenin
aksine bir küçülme değil büyüme anlamına gelir. Verimlilik
artar.
İş akışı önemli
Biraz daha basitleştirerek ifade edelim. Türkiye'nin ve dünyanın
farklı yerlerine yayılmış yüzlerce muhabiriniz ve onlarca...