Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz şehitlerinden Cuma
Dağ'ın ailesi ile iftar yaptı. Kendisine Emine Erdoğan Hanımefendi,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya eşlik etti.
Şehidin evinde kurulan mütevazı sofranın görüntüleri önce sosyal
medyada paylaşıldı. Sonra basına ve medyaya yansıdı. Ertesi gün
Sabah'ta bu ziyaretin ayrıntıları ile alakalı bir haber yer aldı:
'Devlet Sözü'nü Aldı Külliye'de Maçı Var. Cumhurbaşkanı, şehidin
oğlu Ahmet Yavuz Dağ'ı Külliye içindeki halı sahada maç yapmaya
davet etmişti.
Haberi Hasan Ay ve Tülay Canbolat birlikte hazırlamışlardı.
Deneyimli Cumhurbaşkanlığı muhabiri Hasan Ay'ın Cumhurbaşkanlığı
kaynaklarından ve şehit ailesinden telefonla aldığı bilgiler ile
Sabah Ankara bürosunun son dönemdeki en büyük kazanımlarından olan
genç ve cevval meslektaşımız Tülay Canbolat'ın aile fertlerinden
yüz yüze görüşerek edindiği bilgiler birleşerek bu haberi
oluşturmuştu.
Öncelikle iki arkadaşımızı da kutlarım.
Sosyal medyadan aldıkları görüntülerin altına bir iki cümlelik
geçiştirme notları düşmek yerine haberin peşine düşmüşler. Şehidin
kim olduğunu, Cumhurbaşkanı'nın neden ailesini ziyaret ettiğini,
ziyaret sırasında neler yaşandığını ve konuşulduğunu araştırıp
paylaşmışlar.
Fakat bilgilerin toplanması ve paylaşılması sırasında bazı iletişim
kopuklukları yaşanmış, ciddi hatalar yapılmış. Bu hataların neler
olduğunu şehidin kayın biraderi olan ve kendisi de iftar sırasında
orada bulunan Muhammed Çınar'ın mektubundan anlıyoruz.
Haberdeki üç hata
Özellikle üç meseleye dikkat çekiyor Çınar:
1) Konuk olunan ev, kız kardeşim Rukiye Dağ'ın evidir.
Kardeşim şehit eşinin hatırasına saygı ve vefasından dolayı kızlık
soyadı olan 'Çınar'ı kullanmamaktadır.
Bu yüzden ziyarete ev sahipliği yaparak iştirak eden babamız Ömer
Osman Çınar, annemiz Fatma Çınar, ablamız Aişe Çınar ve şahsımdan
oluşan Çınar ailesi, sanki Şehit Cuma DAĞ'ın öz ailesiymiş gibi bir
intibâ oluşturulmaktadır.
Haber içeriğinde babamız Ömer Osman Çınar'ın adının sehven Osman
Dağ şeklinde geçirilmesi, bu algının oluşmasına zemin
hazırlamaktadır.
15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün hemen akabinde yapılan haberde
annem, yani şehidin kayınvalidesi, Fatma Çınar'ın adı da Fatma Dağ
olarak zikredilmişti.
Takdir edersiniz ki bu neviden hataların yanlış anlaşılmaya müsait
bir yapısı vardır. Şehidin Elazığ'da yaşayan anne, baba ve
kardeşlerinden müteşekkil kendi ailesini de müteessir edebileceği
hususu göz ardı edilmeden, tamamen kontrolümüz dışında seyreden bu
tür hadiselerin ailemizi zan altında bırakabileceği ihtimali de
düşünülerek geçilen haberlerde daha hassas ve özenli davranılmasını
beklediğimizi ifade etmek isterim.
2) Mübarek Ramazan-ı Şerîf ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın,
kıymetli eşleri ve bakanlarımız eşliğinde şehit ailesi ve yakınları
olarak bizlere misafir oldukları bu hoş ve anlamlı ziyarette, son
derece samimi ve muhabbet dolu bir ortamda hasbıhâl ederek
beraberce oruçlarımızı açtıktan sonra Reis-i Cumhurumuz Beyefendi
ve Bakanımız Berat Albayrak'la birlikte akşam namazını edâ etmek
için daha önceden hazırlanan odaya geçtiğimizde sayın
Cumhurbaşkanımız, kendisi gibi İmam-Hatipli olan ve aynı zamanda
Yüksek İslâm Enstitüsü mezunu olan babam Ömer Osman Çınar'a hitâben
"Hocam buyrun kıldırın namazı, siz varken bizim imamlık yapmamız
uygun olmaz" diyerek nazikçe babamın teklifini geri çevirmesine
rağmen ben ve babam devletimizin, milletimizin, ordumuzun ve
ümmetin lideri olarak akşam namazını zatıalilerinin kıldırmasında
ısrar ettik ve sağ olsunlar bizleri kırmayarak gönüllerimizi bir
kez daha fethettiler. Müezzinliği yapmak ise bana nasip oldu
hamdolsun.
Geçilen haberde ise bunun tam tersi bir durum olduğu
anlatılmaktadır.
3) Şehidimizin yaşı da yanlış yazılmış. 15 Temmuz'dan beri bazı
basın-yayın organlarında 1977 doğumlu ve şehadetinde 39 yaşında
olan merhum Cuma Dağ'ın yaşı ısrarla 49 olarak zikrediliyor.
Umarım bundan sonra telâfi edilir.
Mektubunu şöyle bitiriyor Muhammed Çınar:
"Toplumu doğru bilgilendirmekle yükümlü olan medya ve
basınyayın kuruluşlarının daha özenli davranarak sağlıklı bilgi
aktarımı ve paylaşımı yapabilmeleri için muhabir ve editör
arkadaşlarımızın hadiseleri haberleştirmeden önce ellerindeki
bilgiyi tekrar teyit etmelerinin doğru olacağını belirterek
çalışmalarınızda başarılar diliyorum."
Yaptığı düzeltmeler için kendisine teşekkür ediyorum.
Hataların nedenleri
Muhabirlerimiz Hasan Ay ve Tülay Canbolat ile görüştüm.
Haberin yazılma sürecini dinledim; kayıt ve yazışmalar hakkında
bilgi aldım.
Kısaca özetlemek gerekirse:
1) Şehidin kayınpederi olan Osman Çınar'ın soyadının, şehidin öz
babası imişçesine Dağ şeklinde yazılması; aile kavramının ülkemizde
kazandığı kültürel anlam ile alakalı.
Kan bağıyla ve hukuk yoluyla kurulan akrabalıklar birçok durumda eş
değer kazanıyor. Bu yüzden şehit eşinin aktarımı böyle yorumlanmış
ve babanın soyadı yanlış yazılmış.
2) Akşam namazını kimin kıldırdığına dair bilgi o sırada namazın
kılındığı odada bulunmayan aile fertlerinden alınmış. Bu kişiler
Muhammed Çınar'ın yukarıda anlattığı sürece hâkim olmadıkları ve
Cumhurbaşkanlığı kaynakları bu konuda herhangi bir açıklama
yapmadığı için haberde hata yapılmış.
3) Şehidin yaşı konusunda daha önce başka haber mecraları
tarafından yapılan hata, fazla sorgulanmadan tekrar edilmiş.
Birçok durumda haberin esasına dair olmadığı düşünülen konular
haberde geçen insanların hayatlarının esasına dairdir.
Bu yüzden Sabah gazetesi, mahkeme kararına ya da resmi bir düzeltme
yazısına gerek duymadan yukarıdaki üç hatayı haberin internet
versiyonunda düzeltmelidir.