İnsan zihni zamanı ve mekânı kategorilere ayırarak düşünmeye
ihtiyaç duyuyor. Geçmişi, tarihi dönemlere ayırarak anlamaya
çalıştığımız gibi geleceği de dönemler halinde planlıyoruz.
Türkiye’de 2023 tarihi de, siyasal akıl için bu anlamda belirleyici
bir tarih. İmparatorluktan ulus-devlete geçiş sürecinin 100 yıllık
hikâyesinde bir muhasebe zamanı.
Türkiye, bu yüzyılı ‘huzursuz modernleşme’ adı verilen bir
çelişkiler dönemi olarak yaşadı. Tepeden inmeci Batılılaşmanın
getirdiği sorunlar bir yana askeri vesayet ve darbeler bu yüzyıllık
sürece damgasını vurdu. Türkiye 13 yıldır bu yüzyıllık hikâyeyi
millet lehine, daha da ötesi bu coğrafya lehine yeniden
kurguluyor.
Bu nedenle her seçim, partilerin kendi özgül ağırlığını ve
icraatlarını aşan anlamlarla yapılıyor Türkiye’de. Siyasilerin tek
başına hata ve sevaplarının ötesinde bu büyük fotoğraf ve parçası
oldukları büyük anlam, seçmenin tercihini belirliyor. Bu tutumun
belki oturmuş demokrasilerde karşılığı yok. Fakat Türkiye gibi
tarihin yüklerinden kurtulmaya çalışan ülkelerde bu kaçınılmaz bir
süreç.
AK Parti’nin 13 yıldır iktidarda olması da, icraatlarındaki
başarıların yanında yüzyıllık bu davayı omuzlamış olmasından
kaynaklanıyor. Gerek uluslararası alanda, gerekse yurtiçinde
vesayetlerle mücadelede samimi, aktif bir çaba sarf etti AK Parti.
Millet de kararlılıkla bu çabaya omuz verdi.
7 Haziran seçimleri de bu yüzyıllık fotoğraftan bağımsız
düşünülemeyecek kadar önemli. Çünkü 7 Haziran hem geçmişin, hem
geleceğin belirleyicisi olacak. 13 yıllık kazanımların muhafazası
adına geçmişin, 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi adına da
geleceğin.