Türkiye çok esaslı bir değişimden geçiyor. Özellikle küresel
vizyon açısından. Sadece devletin uluslararası ilişkilere yüklediği
anlam değil değişen. Toplum da global bir bakış kazanıyor. Eskiden
yönünü sadece Batı’ya çevirmiş, Doğu’ya sırtını dönen, tek boyutlu
bir uluslararası devlet politikası vardı. Şimdi çok kutuplu dünyaya
ayak uydurmuş, tarihsel kökleriyle barışmış, komplekslerden ve
güdümlü politikalardan arınmış, dünyayı kendi merkezinden
yorumlayan ve buna uygun dış politika geliştiren bir Türkiye var
artık. Bunun toplumsal izdüşümü de benzer bir mahiyet
arzediyor.
Uçakların sosyolojisi değişti. Sadece yurtiçinde değil, yurtdışına
havalanan uçaklarda da bu sosyolojik değişimi gözlemlemek mümkün.
Sadece batı başkentleri değil artık, Türkiye yolcusunun ilgi alanı.
Dünyanın yüzlerce noktasına uçuş gerçekleşiyor.
Sivil toplum kuruluşları, mağdur ve mazlum coğrafyalara insani yardım götürmek yanında, mensuplarını da hizmete davet ediyorlar. Gençler bu kafilelere katılarak farklı coğrafyalarda tecrübe kazanıyor, yeni kültürlerle tanışıyorlar. Mesela, kurban bayramlarında Afrika’ya gidip, küresel boyutta bir sosyal yardımlaşmanın parçası oluyorlar. Keza Bakanlıkların organizasyonuyla ‘Gençlik Trenleri’ gençleri dünyaya açıyor. Anadolu’da yurtdışına gitme imkanı belki de hiç olmayan gençler, kabuklarını kırıp devletin sağladığı bu imkanlarla farklı ülkeler görüyorlar. Birçok lise, yurtdışında yaz kampları yapıyor, öğrenciler hem dil öğreniyor, hem de kültürel birikim ediniyorlar.