Dün (yani yazdığım güne göre dün) 11 Ekim, Yıldız Kenter'in
doğum günüydü. Türk Tiyatrosu'nun gelmiş geçmiş en muhteşem
isimlerinden Büyük Yıldız, 90 yaşında..
Dün, 11 Ekim Çağdaş Türk şiirinin en unutulmaz isimlerinden Attila
İlhan'ın ölüm yıldönümüydü..
Kaptan'ı 13 yıl önce kaybetmiştik.
Yıldız'ı, Büyük Yıldız'ı ilk izlediğimde, ortaokul son sınıf
öğrencisiydim.
Hatay'dan gelmiştik, babamın Ankara'ya tayini çıkınca..
Babam, adı edebiyat tarihimize "Şair-i Âzam" olarak geçen Abdülhak
Hamit'in (Tarhan) büyük hayranıydı. Evde tüm eserleri vardı. Babam
zaman zaman onun eserlerinden parçalar okurdu.
Devlet Tiyatrosu'nda çok ünlü oyunu Finten'in oynadığını duyunca,
koşmuş gitmiştim.
Bir anı.. O devirde tiyatrolar, pazartesi hariç her gece, ayrıca,
çarşamba, cumartesi pazar da matine olmak üzere haftada 9 temsil
yaparlardı.
Devlet Tiyatrosunun haftalık biletleri çarşamba sabahları Küçük
Tiyatro gişesinde satışa çıkardı. Kuzen Necip'le (Kışlalı) saat
beşte falan kalkıp kuyruğa girer ve gişenin sekizde açılmasını
beklerdik..
Bugünün kuşaklarına masal gibi geliyor değil mi?.
Finten'i oynayan, Konservatuardan yeni mezun genç kıza adeta
vurulmuştum. Nasıl harikulade bir oyunculuktu o..
Finten'in o ünlü tiradındaki "Ben Finten'i isterim" haykırışları
inanın 60 bilmem kaç yıl sonra hâlâ kulaklarımda..
Yıldız'dı o işte.. Yıldız Kenter..
Ondan sonra hiçbir oyununu kaçırmadım..
Hepsi muhteşem oyunlardı.. Devlet Tiyatrosu muhteşemdi o yıllar
zaten..
İzlediğim Yıldızları saysam, tiyatro kataloğuna döner bu sayfa..
Hepsi unutulmazdı.
Nasıl unutayım?.
Ama Finten gibi beynime çizilen sahneler var.. Mesela Çöl
Faresi'nde, para bulunca fakir evine sipariş verdiği sahne..
"Pirinç de yollasınlar.. Şeker de göndersinler" deyişi telefonda..
Sırf o sahne için o oyunu önce Ankara'da, daha sonra kardeşi o
unutulmaz Müşfik'le taşındıkları İstanbul Şehir Tiyatroları'nda ve
kurdukları Kenterler'de kaç kez izledim..
Onu sahnede son izleyişim, 2005'te Kenterler'deki Gece
Mevsimi'ndeydi. Selçuk Yöntem buradaki olağanüstü performansıyla
"Yıldızlar" statüsüne girdi.
Üç Genç kız ve büyükanneleri bir İrlanda köyünde sessiz sakin
yaşarken, civarda çekilen bir filmin oyuncularından genç adamın
evlerine gelmesiyle hayatları birden değişir. Yıldız ve Selçuk
kadar kızları oynayanlar, hele Demet Evgar ve Yeşim Koçak da çok
çok iyiydiler.
Bu oyunu da üç, dört defa izlediğimi hatırlıyorum.
Büyük Yıldız, sadece Türkiye'de "Büyük" değildi. Rusya'da, Amerika,
İngiltere, Kanada, Almanya, Hollanda, Yugoslavya'da İngilizce ve
Türkçe oynadı.
Almadık ödül bırakmadı..
Üç Altın Portakal. İki Afife.. Ulvi Uraz, Avni Dilligil Tiyatro
ödülleri.
Kültür Bakanlığı ve İKSV Ömür Boyu Onur ödülleri.. Cumhurbaşkanlığı
Kültür Sanat Ödülleri içerdekilerin birkaçı.
İtalyan Kültür Birliği ödülü, Roma'da mesela. Korsika Film
Festivali En İyi Kadın Oyuncu ödülü mesela..
Dünya Kuruluşu tarafından, "Yüzyılın 100 Kadını" arasına seçilmesi
mesela..
Tabii, en büyük ödülleri yaşayanlar..
Bugün sahnede olanlar..
Hoca olarak yetiştirdiği ve Türk Tiyatrosu'na kazandırdığı sayısız
sanatçı..
Ölümsüz Yıldız!.. Büyük Yıldız!..
Ne mutlu bize, sana sahibiz.
Ne mutlu bana, seni 60 yıldır tanıyor, izliyorum!.