Futbollu günler yavaş yavaş dönüyor. 14 Ağustos'ta, yani iki
hafta sonra tam ısınma olacak. Türkiye Süper Ligi başlayacak ve
gündemde futbol gene çok önemli bir yer işgal edecek. İyi de
olacak.. Bu hayli tatsız günlerde, insanlarımız hiç değilse bir kaç
saat için konuyu ve kafalarını değiştirme fırsatı
bulacaklar..
Yani..
Haftada dört gün, cuma, cumartesi, pazar ve pazartesi günleri, yeni
yıldızları, kadrolarıyla takımlarımızın mücadelesini izlemek üzere
ekran başında olup, tatsız gündemden çıkacağız, en azından unutmaya
çalışacağız.
Ekranda futbol!..
Lafı nereye getireceğimi anladınız sanırım..
Bizim ekranlarda futbol izlemek, keyif değil, işkence.. Eğlence
değil, öfke sebebi..
Çünkü lig maçlarını yayınlayan LigTV, parayla sattığı kutular, maç
yayınlarına şifre koyup izletmek için peşin peşin aldığı ilave
paralara doymuyor. Yayını piç, izleyeni öfkeden deli eden
reklamlarla ekranı, maçın önünü, arkasını, ortasını yok ettiği ve
seyirciyi maç havasından çıkardığı yetmiyor gibi, canlı yayın
üzerine bindirdikleri yazılı reklamlarla da, akıllara seza bir
ekran kirliliği yaratıyor. O da yetmiyor. Maçı anlatan spiker,
oyunu bırakıp, reklam ve tanıtım yapıyor.
Bütün bu rezilliklerle yıllarca tek başına mücadele ettiğimi okur
bilir.. Bu ülkenin hiç bir gazetesinin spor sayfası, konuya
sahiplenmedi, benimki dahil..
Gazeteci olarak da bir tek Selahattin Duman destek çıktı,
Hürriyet'te o kadar.
Buna rağmen, arkamızda milyonlarca spor izleyicisi olduğu için
başarılı olduk..
5'i iktidar, 4'ü muhalefet temsilcilerinden oluşan RTÜK, tarihinde
ender olarak, ittifakla bir karar aldı ve canlı yayınlarda ekran
kirlenmesini önleyen bir yönetmeliği 9 imza ile hazırladı.