Gazeteciliği unutmuş, işini gücünü polemiğe bağlamış bir spor
medyamız var..
Ağır itham mı?.
Buyrun..
Sadece beş büyük gazetenin spor servisinde kadrolu ve yüksek maaşlı
onlarca "Muhabir" çalışıyor.. Bunlar nasıl muhabirse, Euro 2016'da
kopan kıyametin iç yüzünü öğrenip yazan tek kişi çıkmadı. O olayın
içinde elliye yakın insan var ve bizim 50'ye yakın muhabirin, bu 50
adam içinde haber alacağı tek kişi yok.. Nasıl muhabir o
zaman?.
O zaman yazılan da ya "Dedikodu" ya da, birileri onları kullanıp,
istediğini yazdırıyor.
Hem de ne havada bir milli takım var.. Milli!.. Yakından izlenmeli
değil mi?.
İzlanda maçına çıkan ve kıyamet koparan kadroyu maç günü doğru
yazan tek gazete var mıydı?.
Okurla alay eder gibi kocaman bir yeşil saha içinde rengarenk takım
dizdirdiler, ressamlarına.. Çünkü önemli olan doğru haber değil,
görüntü, tüm müdürler için..
Yahu o kadar milli takım muhabiri (!) var.. Birisi izlemez mi
antrenmanları.. Şöyle bir bakmaz, iki üç kişiye iki üç soru sormaz
mı?.
Masa başında birine "Maç ön yazısı yaz" diyorlar. O da poposunun
üzerine oturup sallıyor.. Biz de "Sahi" sanıp okuyoruz..
Neden?.