Hem de ne biçim bayram haftasının son günü.. "Ne yazsam?.. Ne yazsam?.." diye düşünürken "Bayram notları" yazmaya karar verdim sonunda. Hem okunması kolay.. Hem de bir hafta bayram boyu "Yazılabilir" diye aldığım notlar var.. Onlardan kurtulur, yeni haftaya tazelenmiş gireriz..
***
Ailecek en mutlu bayramımızı geçirdik.. İkinci kuşak dört kardeş
bir araya geldik çünkü..
El öpmeye İzmir'e giderken, Öcal Ağbimler (Özay yengemle), bu defa
İstanbul'a geldiler.
Kemaller (Nükhet yengemizle) Ankara'dan geldi. Serpil ve Fethi'nin
oğlu Ömerler (Başak gelin de tabii) ve ailemizin dördüncü
kuşağındaki iki muhteşem minik yeğenden biri, kızları Leyla da
beraber..
Geleneksel el öpme ve ağbimin bayram harçlıklarımız ve
hediyelerimizi içeren mendil dağıtım şöleni, bu defa Serpillerin
Tuzla'daki evinde gerçekleşti. Ağbimin elini öpen, kırmızı mendili
alıyor.. İçinde bir numara var.. Bağırıyor numarayı.. Ercan o
numaralı poşeti getiriyor.. Sonrası "Ne çıktı?.. Ne çıktı"
şenliği..
***
Bayram'da en büyük bayram, sağ, sağlıklı ve bir arada olmak
ülkemizde.. Her gün şehit, her gün kaza.. Her gün sarıldıkları
tabut başında ağlayanların fotoğrafları gazeteleri doldururken
hele..
Bayramın ilk günü Yüksel Aytuğ, Bolu tünelindeki kazayı yazmış..
TIR'ın dorsesinde bir araba.. İçi insan dolu.. Arabanın önünde fıçı
fıçı tinerler gene dorsede.. En yanıcı madde.. Bayram trafiğinin
nasıl bela olduğu belli.. İçişleri Bakanlığı özel önlem almış (!)
yollarda.. Bu TIR Gebze'den Bolu'ya kadar elini kolunu sallaya
sallaya gidiyor..
Kaza.. Yanarak beş ölü..