Sevgili Şirzat Bilallar'ın yanaklarından öpüyor, kutluyor,
kucaklıyorum..
İkinci sayfamızın editörü o.. Bir zamanlar, tüm Bab-ı Ali
gibi "İkoncan reklam sayfası"ydı, bizimki de.. Şimdi, Kültür ve
Sanat sayfasına dönüştü..
Hepsi birbirine benzediği, hepsi ayni kaynaktan beslendiği
için aslında kimselerin de bakmadığı "Bakılacak boyalı basın
sayfaları"ndan, "Okunacak" sayfalara dönüştü..
Ve dün sabah, kahvemi içerken masaya yaydığım gazetemin
ikinci sayfasını çevirince "Yaşa" diye bağırdım.. Hem
Şirzat'a..
Hem de tam tepeye koyduğu iki habere..
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, İKSV'nin 45. Müzik Festivali
açılmıştı.
Tam 45 yıl.. O zamanlar, yani 1970'li yılların başları..
Cüneyt Ağbi (Koryürek) Delta Ajans'ta beni PR Müdürü yapmasa aç
kalacağım günler.. Haftada iki gün Cumhuriyet'te yazıyorum, yazı
başı 25 lira alarak. Haftada 50 lira ile geçinilir mi?.
Festivali, spora ve kültüre büyük destek olan Eczacıbaşı
firmasının patronu Nejat Bey kurmuş. Onu, o zamanki adı İnönü Stadı
olan, şimdiki Vodafone Arena'da, Uluslararası Binicilik Yarışmaları
düzenleyen ve tribünlere tam 33 bin seyirci çeken Nejat Bey olarak
biliyorum.. Binicilik Yarışmalarında bu seyirci.. O zaman öyleydi,
ülkemde spor da.. Millet Olimpiyat Şampiyonu Dariola'yı seyre
koşmuştu.
Mussolini Kupasını kazanarak tarih yazan Türk Binicileriyle
birlikte..
Sonra, 80'li yıllarda Ercan Arıklı, beni İstanbul'a getirdi.
Erkekçe için.. Bizim Gelişim binası, şimdi Kanyon'un yerinde olan
Eczacıbaşı Genel Müdürlüğü tesisleriyle komşuydu. Nejat Beyle öyle
tanıştık..
Sanatı anlattı bana.. Dünyada ülkemin saygınlığını arttırmak
için evrensel sanata önem vermemiz gerektiğini anlattı. "Bu nasıl
bir cesarettir, böyle bir işe kalkıştınız?.
Yürür mü" diye sorduğum zaman..
İşte o festival 45 yaşında şimdi.. Nejat Bey'den bayrağı
kardeşi, çok yakın dostum Şakir Bey devraldı. Ondan da, oğul
Bülent!.
Kardeş de, oğul da, Nejat Beye fazlasıyla layık oldular.. İKSV
Müzik Festivali dünyanın sayılı festivallerinden biri haline
geldi.
45 Yaş gecesinin bir güzelliği de Evin İlyasoğlu'na, Evin Hocama
"Yaşam Boyu BaşarıÖdülü" verilmesiydi..
Klasik Müziğe adanmış bir yaşamı ödüllendirmek, nasıl doğru
bir seçimdi..
Evin Hocam nasıl çalışkan, nasıl üretken, nasıl yaratıcı bir
insan, en iyi bilenlerdenim.
Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Konserlerini yoktan
yarattı, 20. Yıla getirdi.
Bir yandan dünyaca saygınlığa ulaştırdı. Bir yandan on
binlerce üniversite öğrencisine, klasik müziği tanıttı,
sevdirdi.
Cumhuriyet Gazetesine yıllardır aksatmadan, klasik müzik
yazıyor.. Etkinlikleri duyuruyor. Gidiyor, eleştirisini kaleme
alıyor..
Bitmedi.. Birbiri ardına kitaplar yazıyor..
Her biri efsane kitaplar.. Hele son kitabı, Gürer Aykal'ın
yaşam öyküsü..
İçinde seçilmiş Gürer Aykal dinletileri CD'leriyle
birlikte..