Galatasaray'ın simsiyah ile bembeyaz arasındaki farkı futbol
tarihine yazan son maçı, eğerHamza Hamzaoğlu'na ders olmadıysa
eğer, bilin ki, Galatasaray'ın hocası umutsuz bir vakadır.
Bizim Bab-ı Ali, gene her zamanki hem de 4-1'lik skorun baskısıyla
gene lafı evelemiş, gevelemiş, genelde.. Hele maçı en iyi okuduğunu
düşündüğüm eleştirmenlerden Rıdvan Dilmen bir de Hamza'yı
kutlayınca, hem NTV'de, hem de Sabah'ta, iyice "Pes" dedim..
Hamza, maçı satıyordu Rıdvan, farkında değil misin?. Görmedin
mi?.
O rezil ilk yarıda, Gençler, üçü de Chedjou'nun (Hani maçı kurtaran
aslan) hediyesi üç mutlak gol pozisyonundan, 1-0'la değil, 3-0'la
çıksaydı, o dünyanın en aptalca özrü ile "İkinci yarıya sakladım"
dediği Yasin hamlesinin anlamı kalır mıydı?.
O ilk yarıdaki rakip, bakın Kayseri maçının dökülen Fener'i bile
olsaydı eğer, son hamlede topa çok iyi vuran adamlara sahip
oldukları için işi bitirirlerdi.
Bu örneği özellikle veriyorum. Saracoğlu Stadı'nda da ayni "Aptal"
başlangıcı yapacağı söylentileri vardı da, dün sabah bizim
gazetede..
Bak Hamza Hamzaoğlu..
Geçen yıl dökülen Galatasaray'ın başına geçmen büyük bir şanstı
senin için. Takım zaten dibe vurduğu için ne yapsan, "Başarı"
görünecekti. Yapamasan kimse seni suçlamayacaktı. Yani hiç bir
riskin yoktu. Sen bu şansı başta harika kullandın.