Bak kardeşim Hamza, adının arkasına artık "Hoca" yazmayacağım.
Çünkü sen Hoca falan değilsin. Hocalıkla uzaktan yakından ilgin
olmadığını, Atletico maçı öncesinde, sırasında ve sonrasında söylem
ve eylemlerinle gösterdin, kanıtladın.
Galatasaray'la, alenen ve resmen alay ettin Hamza..
Edersin Hamza Kardeşim.. Edersin.. Kulüp, tarihinin en kötü
başkanı elinde Özbekspor'a dönüşür, hayatında spor da, futbol da
olmayan iki kardeşe, sırf İnan Kıraç'ın keyfi için, Galatasaray adı
silinen Suada, kulübü on yıldır sömüren kiracıda kalsın diye Dursun
Özbek'e teslim edilirse, sen de, koskoca Galatasaray'la böyle
keyfinin istediği gibi oynarsın..
Balık baştan kokuyor. Tam da Atletico maçı öncesi Galatasaray
televizyonuna çıkıp, kulübü "Zavallı", kendisini ve kardeşini de
"Kurtarıcı" gibi sunan Bay Özbek'in rezaletini, Öcal Uluç (Türkiye)
ve Fatih Altaylı (HaberTurk) gibi yıllanmış Galatasaraylılar ve
Erman Toroğlu (Sabah) gibi bir tarafsız açık seçik ve hiç
gevelemeden yazdılar. Dursun'un peşinde Galatasaray TV'den nema
umanlar var bir.. "Allah eksik etmesin" diye çırpınan Fener medyası
var, iki..
Öyle Başkana, böyle Hoca çok bile..
"Galatasaray Kongresi utansın" demekten dilimde tüy bitti. Orayı
şimdilik noktalayıp, gelelim sana Hamza!..
Galatasaray, kendi sahasında hiçbir maça, peşin mağlup, peşin yenik
çıkmaz. Sen hangi takımın hocası olduğunun dahi farkında
değilsin.. Durduk yerde "Atletico favori" dedin. Takımın,
oyuncuların, maça gelmeyi düşünen taraftarın moralini peşinen
sıfırladığının farkındaydın bal gibi bu sözlerinle.. Olmaman mümkün
mü?.O kadar futbol oynadın. Ama bile bile söyledin.
Amacın kendini peşinen kurtarmak, "Efendim, rakip büyük takım.
Favoriydi, kazandı" özrünün arkasına sığınmaktı. Bu dünyadaki tüm
korkak ve takımı değil, kendini düşünen hocaların (!) taktiğidir.
Yemezler..