Dün akşam uzun süredir izlemez olduğum Ahmet Hakanlı Kanal D Ana
Haberleri ne hale gelmiş, merak ettim. Pek bi hale gelmemiş.. Ahmet
gene "Yavaşlatılmış" haberler sunuyor. Bir haberi anlatıyor. Sonra
"İzleyelim" diyor.. Ayni haberi görüntü üzerine bir de iç spiker
anlatıyor.
O da "İzleyelim" diyor.
Kanal D Muhabiri olay yerine gitmiş.. Oradaki yetkili ile
konuşuyor. Konuşma önce Ahmet'in, sonra iç spikerin söylediklerinin
tekrarı. Ama devamlı verilmiyor. Durmadan kesilip araya bir gün
evvelki görüntüler bininci defa giriyor, sonra tekrar konuşmaya
dönülüyor.
Haber çorbaya dönüyor ve aslında yarım dakika sürecekken kesip
yamalarla montajlamalar ve en az üç kişi tarafından tekrar edilmesi
yüzünden 5 dakikaya uzuyor.
Neyse konum o değil..
"Birazdan" diye bir alt yazı geçti. İstanbul Belediye Meclisi'nde
birisi Suada'ya cami yapılmasını istemiş. Noktayı Kadir Topbaş
koymuş..
"Ne camisi, ne noktası" diye bekledim mecburen..
Ahmet Hakan durmadan "Suada" diyor.
Çünkü Ada'nın adı artık o oldu. Galatasaray Refleksi'ne sahip
Avukat Sedat Doğan ve hizmetinde olduğu Galatasaray Yönetimi de
çırpınıyor zaten, "Suada olsun" diye.. Ahmet niye başka şey desin
ki?..
Efendim bir Meclis Üyesi çıkmış "Suada'ya cami yapalım" demiş.
Tartışmalar uzayınca, Belediye Başkanı Kadir Topbaş son noktayı
koymuş.. Nasıl koymuş.. Ahmet Hakan açıklıyor.
"Kadir Topbaş, 'Suada'ya cami yapma gibi bir projemiz yoktur'
diyerek tartışmalara nokta koydu."
Ahmet Hakan, Suada konusunda zerre bilgiye sahip değil.. Olsa
"Kadir Topbaş nokta koydu" demez, sorardı.
"Ey Kadir Topbaş sen kimin malından, ne projesinden söz ediyorsun?.
Ada Galatasaray'ın tapulu malı..
Kimin malına kim ne yapıyor" değil mi?.
Değil..
Çünkü Galatasaray Kulübü, Adası'na sahip değil..
Ada orta malı olmuş..
Galatasaray refleksli Sedat Doğan, Başkan Dursun Özbek ve yönetimin
hukukçu üyesi Eşref'in, Ada ile tek ilişkileri, işgalci Mehmet
Koçarslan'ın orda milyonlar kazanmaya devam etmesini sağlamak. Bu
yüzden yıkımı geciktirmek için çırpındılar.
Bu yüzden Kongre kararına rağmen, Ada'yı geri almamak için
ellerinden geleni yaptılar. Bu yüzden mecburen açtıkları Tahliye
Davasını takip etmeyip kararın kasıma kalmasına sebep oldular Bu
yüzden işgalcinin yazı da orda geçirmesini sağladılar.
Sedat Efendi, Bana "Artık bunadı" dediğin açıklamanda yıkım sabahı
Kuruçeşme sahillerine koşmanı "Galatasaraylılık Refleksi" diye
açıkladın hiç sıkılmadın.
Ben de sordum.. "Bu refleksle Ada için ne yaptın bugüne dek?." Tık
cevap yok..
Şimdi bir daha soruyorum.
İstanbul Belediye Meclisi'nde "Adaya cami yapalım" tartışması
açılırken ve Başkan Kadir Topbaş "Böyle bir projemiz yok" derken,
ne oldu refleksine?. felce mi uğradı?
Niye o Galatasaraylı (!) Refleksinle hemen fırlayıp "Kimin adasını
kime veriyorsunuz efendiler" demedin?. Ne biçim Galatasaraylı, ne
biçim hukukçusun sen?.
Bak Sedat,
Baban en saygı duyduğum Galatasaraylıların başında gelir. İnsan
olarak da çok severim. Senin, o "Adam"ın oğlu olduğuna
inanamıyorum.
Haberler bitti, hemen internette Galatasaray resmi sitesine girdim.
Tek satır açıklama yok..
Tek satır..
Arama hanesine "Suada" yazıp tıkladım..
Bir tek haber çıktı..
2010 yılına ait o da..
"Galatasaray Adası" yazdım bu defa.
28 Mayıs'taki yıkım günü yapılan ve hiçbir şey açıklamayan
açıklama.. Hepsi o..
Ada'nın yasal durumu ve gelişmeleri hakkında bilgi vermekten
ısrarla ve inatla kaçınan Dursun ve Eşref Efendiler, Galatasaray
Adası üzerine nerdeyse pazarlık yapan İstanbul Belediye Meclisi'ne
"Hop dedik, Beyler" demekten bile aciz kalmışlar, iyi mi?.
Galatasaray'ın uyuşuk kongre üyeleri, susturulmuş ve nerdeyse tüm
muhalifleri kalıba uydurulmuş Divancıları, seyredin bu durumları
iyi mi?.
"İçimize çevirip nemli gözlerimizi Geçtik yabancı gibi yakınında
Rodos'un! " demişti, Kemalettin Kamu..
Siz de yakında şiir yazarsınız, Suada'nın yakınından yabancı gibi
geçerken..
(Hadi Hayri Kozak, gene bana sövsene Divan'da, "Bu adam Galatasaray
düşmanı" diye başlayarak..
Utanmadan o kürsüye çıkabilirsen, eğer?.)