Galatasaray batıya açılan penceredir.."
"Galatasaray, bir SPOR anıtıdır!."
"Galatasaray bu ülkeye sporun her türünü getirmiş, yenilmez
armadalar, geçilmez sporcuları ile tarihler yazmış, hepsinden öte,
sporun ayrılmaz vasfı olan 'Sportmenlik' kavramını ülke sözlüğüne
katmış bir spor ve kültür ocağıdır."
Sebebi de Tevfik Fikret'in okulundan doğmuş olmasıdır..
"Bu kültür, sanat ve spor yuvasının havası kulüpte bozulabilir"
diye öyle bir tüzük yaptı ki kurucular, okul hep kulübün içinde,
ruhunda kalsın.. Okul dışı üye olmak sınırlandı, kısıtlandı.. Her
seçimi okullular yönetti, yıllar boyu.. Hep onlar seçtiler..
Sonra yozlaşma başladı.. Liselilerin içinde "Liseciler" diye bir
Dazlaklar gurubu türedi. Bunlar kongreleri ele geçirdiler.. Kulüp
amaçları bir kenara atıldı. Oylar "Liseciler"i kim tatmin edecekse
onlara, onların yaptıkları listelere verildi.
Galatasaray gelenekleri unutuldu. Hayatında bir gün yöneticilik
yapmamış, hiç kimsenin bilmediği tanımadığı adamlar yönetimlere,
sonunda Başkanlığa seçildiler..
100 yıllık şanlı tarih bu dazlaklar tarafından acemi menfaat
avcılarına teslim edildi..
Kulüp hemen her dalda ve hemen her kategoride bitti.. Hele son
yıllarda ezeli rakip Fenerbahçe'nin şamar oğlanına döndü. Her spor
dalında, kız, erkek, yaş gurupları her kategoride, Fener'e durmadan
yenilen Galatasaray ortaya çıktı.
Galatasaray maddi olarak da bitti, tükendi. Tek varlığı, Riva ve
Florya da, üç otuz paraya satıldı. Alınan 500 milyonluk garanti de,
360 milyon liraya kırdırıldı.
Bunu bile alkışladılar. Çünkü başka çare kalmamıştı. Niye
kalmamıştı?.
Çünkü son 15 yılda iş başına gelenler, bol keseden yüz milyonlar
harcamış, kulübü batacak kadar borca sokmuş, sonra çekip
gitmişlerdi.