Yani hayatımda belki de ilk defa, Aziz Yıldırım ve Mahmut
Uslu'ya hak vereceğim geliyor. Fenerbahçe'nin Helva Dövücüsü ile
"Hık" deyicisi ortak ağızla, Futbol Federasyonu Başkanı ile hem
dalga geçmiş, hem de ağır şekilde itham etmişlerdi.
Futbol Federasyonu Başkanı, dünyada benzeri görülmedik şekilde
Şampiyonluğa oynayan kulüpten 100 milyon lira alacaklıydı.
Yıldırım ve Uslu, bu alacağı kast ederek "Şu 100 milyonu biz
ödeyelim de hakemler maçları adam gibi yönetsin" demişlerdi. Kast
ettikleri açıktı. Beşiktaş Şampiyon olursa çok para kazanacak,
Yıldırım Demirören de, alacağını tahsil edebilecekti.
Demirören Federasyonu Ceza Kurulu, bu ithamı adeta onayladı. Aziz
Yıldırım'ın başkanlarına kara çalmadığını, aşağılamadığını gösteren
bir "Beraat" kararı aldı.
Yıldırım da bu ağır suçlama karşısında dava açmayı düşünmedi
bile..
Bu hafta iki muhteşem hakem, Lider Başakşehir ile, ikinci Beşiktaş
arasındaki 3 puan farkın beşe çıkmasını engellemekle kalmadılar,
hatta bire inmesini sağladılar.
Ligin devamında Başakşehir'in hatta nasıl katledileceğinin de
işaretini verdiler.
***
1 Kasım 1957'den beri fiilen gazetecilik yapıyorum. Ben böyle bir
hakem rezaletini ne gördüm, ne de duydum.
Başakşehir'in başına gelen maazallah Fener'e olsaydı hala yer
yerinden oynamaya devam ediyordu medyada.. Harcanan Başakşehir
olunca, dördüncü güç medya gözlerini yumuverdi ve geçiştirdi..