Yedi!.. İster inanın ister inanmayın yedi!..
Ne mi yedi?. Dün sabah, sabah 9.5'ta evden işe gelirken,
Akmerkez'in önünden, Zincirlikuyu girişine kadar Nispetiye
caddesinde saydığım otomobil sayısı..
Yani kendimi sayım gününde sandım..
Bir gün evvel, Tuzla'daydım. Arife günü.. Kızkardeşim Serpil'de..
Saat ikide çıktım onlardan.. Etiler'deki evime vardığımda dörttü..
İki saat sürdü yol.. Hayır trafikten değil.. Keyiften.. Giderken
yollar o kadar boştu ki, dönüşte, Muhammed'le Caner'e
(Yardımcılarım) "Sahilden dönelim" dedim.. Dünyanın en güzel sahil
yoludur, Pendik- Bostancı arası.. Allah razı olsun, Bedrettin Dalan
muhteşem bir sahil yolu yaptı oraya, başkanken.. Yol boyu
belediyeler de, kenarı güzelleştirme yarışına girdiler.. Piknik
alanları, çocuk bahçeleri, jimnastik yerleri, koşu ve bisiklet
yolları, kafe ve restoranları, yemyeşil çimenleri, palmiye ve
rengarenk çiçekleri, dünyada tek "Adalar" manzaraları (Ve tabii bol
oto parkları) ile harika bir güzellik oluştu..
Yol boş olunca, arkandan kornaya basıp "Gazla" diyen de yok.. 45
dakikada adeta "İstanbul by Day/ Gündüz İstanbul Turu" yapar gibi
yaşadık o sahili.. Sonra dünyada "Eşsiz" Bağdat Caddesi.. Orası da
boş.. Gaza bassak 10 dakika.. Yarım saat de Bağdat Caddesi'nin
keyfini çıkardık. Kadıköy'de tam E-5 sapağında "Hayır" dedim..
"Haydarpaşa-Üsküdar.. Ordan Kuzguncuk sahili, Beylerbeyi,
Köprü.."
Gençliğimin yolları.. Yazları İstanbul'a geldim mi Üsküdar'da
halamda kalırdım. Eğlence Bağdat Caddesi, Erenköy'de.. Her gece
tramvayla döndüğümüz yoldan, Haydarpaşa'yı geçip, Doğancılar
Yokuşundan (Bizim ev ordaydı) Üsküdar meydanına indik ve yıllardır
orada ilk defa denizi gördüm.. Meydan yeni baştan inşa edildiği
için her yer inşaat duvarları ile kapalıydı, yıllardır..
Genel görünüm.. Güzel olmuş.. Ordan Kuzguncuk sahili.. Biz lise
çağındayken, çapkınları, çapkınlıkları ile ünlü cadde.. Rahmetli
Oktay'dan (Kurtböke) ne Kalyopi öyküleri dinlemiştim, o caddede ve
yanındaki parkta yaşanan.. Sonra orada yaşayan İstanbul'un
güzelliği, azınlıkları sürdük..