Yani nasıl bir başka geceydi, anlatmam zor!. Ama bir cümle
etsem ne demek istediğimi tahmin edebilirsiniz!..
"Ben hayatımda bu kadar Fenerli olmamıştım!."
Yani evde tek başınayım!. O gece üç büyüklerin hiçbirinin
futbol maçı olmadığı için bizim maç takımından gelen yok. Trabzon-
Başakşehir kimsenin umurunda değil demek..
Maç bitti, Fener-Olimpiyakos kanalına geçtim
hemen..
Avrupa Kulüpler Şampiyonası Final Maçı başlamak
üzere..
Sinan Erdem salonu tıklım tıklım dolu.. 2000 Olimpiyatlarına
talip olduğumuzda, bu salonu adeta taş taşıyarak yaptırmıştı nurlar
içinde yatsın Sinan Ağbi..
O yıllardan bu yana böylesi kalabalık olduğu bir gece
hatırlıyorum.. Andre Rieu Konseri.. Zamanın trafik müdüründen rica
etmiştim de, Zeytinburnu'nda tıkanan, adım adım yürüyen yolda, bir
eskort motosiklet yollamıştı bana.. O da işe yaramadı.. Son iki
kilometrede arabadan inip koşarak gitmiştim.. Dikkat buyrun.. 70'li
yaşlar.. Gene de konserin başlamasından sonra girebilmiştim
içeri..
Bu kalabalık kaçta tıkadı acaba yolları?. Bu hiçbiri yerine
oturmayan, hep ayakta, hep çığlık çığlığa seyirci kaç saatte, nasıl
geçti o yolları acaba?.
Maç, hem de nasıl muhteşem ters smaçı ile başladı, Vesely'nin..
Böylesi ancak filmlerdeolur. Senaryo yazılır. Aktörler
oynarlar.. Bu canlı.. Bu otantik.. Bu
gerçek..