Gazetemde okuyorum..
Başkan Erdoğan'ın müjdelediği Millet Bahçeleri, ayni zamanda Afet
Toplanma Merkezleri olacakmış.
Allah göstermesin, dua edelim ama büyük şehirlerimizde hele bu
devasa parklar, gerçekten çok yararlı toplanma alanları olacak. Hem
sağlık, hem güvenlik, hem de ihtiyacı olanlara en hızlı hizmet
yetiştirme imkânı..
Harika değil mi?. Harika ama, o Millet Bahçesi'ne, mesela
İstanbul'da ulaşabilirseniz..
Son ve acı depremden sonra, İstanbul'un ana arterleri "Deprem/ Afet
Ulaşım Yolları" ilan edilmiş, bu yol kenarlarına konan Park Yasağı
işaretlerinin altına ikinci bir tabela konmuştu.
"Deprem ulaşım şeridi.
İşgal etmek yasaktır." Yani en sağ şeritte bırakın park etmeyi,
uzun süreli duraklamak bile yasaktı.
Güya..
Zira o yasağa bir gün bile uyulduğunu görmedim. Çünkü İstanbul'un
hiçbir valisi, emniyet müdürü ve de trafik müdürü "Bu afet yolları
açık tutuluyor mu" diye denetleme gereği duymadı..
Ben bu köşede en az 10 kere yazdığım halde.
Özellikle Mecidiyeköy ile Zincirlikuyu arasındaki Büyükdere Caddesi
tam bir felaketti. Hele Astoria'nın olduğu bölge.. Hani o üzerinde
duraklaması bile yasak afet şeridi vardı ya, kaldırıma bitişik.
Orada öğleden sonra 3.5'tan itibaren servis minibüsleri hem de
duble park ediyorlardı.
Tabii yanaşıp park ederken ve de çıkarken üçüncü şeridi de
tıkadıklarından, burada trafik tam kilit oluyordu.
Yazdım.. Anlattım. "Bir gün gelin o saatte beraber gidelim
Astoria'ya" dedim.
Kimsenin kılı kıpırdamadı..
Çözüm de önerdim..
"Üstünden otobüsler, altından metro geçen cadde üzerinde "Servis"
olur mu?. Servisleri bu otobüs ve metrolara göre en kolay ana
depolama istasyonlarında bekletirsin....