Gecenin bir vakti eve geldim. Bir haber kanalını tıkladım.
Önemli bir şey yok. Hastanedeyken biriken gazete yığınlarına göz
atmaya karar verdim. Okurken fonda TRT Müzik olur. 104'ü tıklarken,
kumanda takıldı.. Hangi kanal bilmiyorum. Baktım karşımda Clark
Gable ile Sophia Loren duruyor..
"Aaaa!.." dedim.. "Bu üniversite yıllarımın unutulmaz filmi.."
Öyleydi gerçekten.. 1960 yapımı "İt started in Naples/ Macera Böyle
Başladı" adlı enfes romantik komediydi o.. Gazeteleri bıraktım.
Filmi izlemeye başladım.. Aslında basit bir aşk hikâyesi.. Ama
oyuncular muhteşem.. Amerikan sinemasının en ünlü erkeğiyle,
İtalyan sinemasının kraliçesi Sophia Loren.. Bir de Vittorio de
Sica var, düşünebiliyor musunuz?.
Film başından sonuna Capri'de geçiyor.. Santim santim tanıyorsunuz
Capri'yi.. Doğal güzellikleri.. Denizaltı mağaraları.. 1960'lı
yıllarda, bu film sayesinde dünyaca ünlü olmuştu, Capri.. Biz filmi
birlikte izlediğimiz Mekteb-i Mülkiye gurubu, hepimizin nasıl içi
gitmişti Capri'yi görmek için.. Ertesi yıl gördüm ben iyi mi?. Öcal
ağbimle bir plan yaptık. O zaman ünlü Ankara Gemimiz, efsane Şefik
Kaptanı ile Akdeniz seferi yapardı. Gazetecilere de yüzde 50
indirim. 800 liraya almıştık tur biletini.. Napoli'ye iner inmez
ilk işim Capri'ye gitmek olmuştu. Nasıl tıklım tıklımdı minnacık
ada.. Sanki, büyük iş yapan filmi gören herkes Capri'ye
koşmuştu.
Geçen hafta, Ertuğrul Özkök, eşi Tansu ile 50'nci yıllarını Roma'da
kutladıklarını yazdı. Tansu, ünlü Trevi Çeşmesi'ni görmek istemiş.
Gitmişler ama görememişler.. "Çeşmenin olduğu meydanda 10 bin kişi
vardı. Yanına bile yaklaşamadık" diyor Ertuğrul..
Ağbimle yaptığımız o gezide Roma'ya da gittik tabii.. Trevi
Çeşmesi'ni görmek için tabii.. Çünkü 1953 yapımı Audrey Hepburn ve
Gregory Peck'li Roma Tatili ve 1954 yapımı Three Coins in the
Fountain/ Aşk Çeşmesi, bu çeşmeyi öyle dünya çapında üne
kavuşturmuştu ki, Roma'ya gidip de o çeşmeye para atarken resim
çektirmemek imkânsız olmuştu. Ben de çektirdim resim.. Dükkânı orda
foto şipşakın. Ertesi gün bir daha gittim. Resmi almaya.. Hemen bir
zarfa koyup anneme postalamıştım. "Bak, oğlun Aşk Çeşmesi'nde"
diye..
Şimdi bunları niçin yazdım..
1-3 Kasım arasında, Ankara'da Turizm Şûrası toplanıyor..
2023, yani Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı için "50 milyon turist,
50 milyar gelir" hedefini koyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
sahiplendi şûrayı.. Daha önce Süleyman Demirel, Turgut Özal ve
Ahmet Necdet Sezer Turizm Şûrası toplamışlardı. 15 yıl sonra,
Erdoğan yaptı çağrıyı.. Bu çok önemli.. Kültür ve Turizm açısından
dünyada benzersiz hazine Türkiye için "50 milyon turist 50 milyar
gelir" ulaşılmayacak bir hedef değil..
Şûra "Nasıl" sorusunu tartışacak..
İki soru var..
1- Nasıl getireceğiz?.
2- Nasıl harcatacağız?.
Gelenin ülkemizi üç otuz paraya sömürmesi, tüketmesi değil, adam
başı en azından 1000 (Bin) lira bırakmasını nasıl
sağlayacağız?.
50 milyon x 1000 = 50 milyar, çünkü..
Yazımın girişinde verdiğim örnekler, "Napoli'yi gör ve öl" lafının
yayılmasında, Trevi/ Aşk Çeşmesi'nin hatta Avrupa'ya her gelen için
"Mutlak görülesi yer" haline gelmesinde sinemanın oynadığı rolü
anlatmak içindi. O konuyu yarın açacağım.
Gelenin bugünkü gibi üç beş kuruş değil, adam başı ortalama bin
lira bırakmasının yollarını da anlatacağım, 60 yıllık bir gazeteci
ve dünyanın turistik hemen hemen her yerini gezmiş, incelemiş bir
gazeteci olarak..
"Sadece turizm, bacasız sanayi bu ülkeyi geçindirir. Öyle bir
hazinenin üzerinde oturuyoruz. Yeter ki konu bir 'Devlet
Politikası' olarak ele alınsın" diye yazdım durdum.
İşte Devlet Politikası.. Cumhurbaşkanı hem hedefi koydu. Hem de o
hedefe ulaşma yollarının tartışılacağı Şûra'yı sahiplendi. Başbakan
Binali Yıldırım ve Kültür Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş işin
başındalar.
Bu defa olacak.. Olmalı..