Geçmişi
anımsamak... Yaşananları
unutmamak...
Fethullahçıların devletin
tüm olanaklarını, halkın, siyasetçilerin, ülkeyi yönetenlerin,
askerlerin
yani devletin gözlerinin
içine baka bakakullanmaları.
12
Mart, 12 Eylül, 28
Şubat.
17/25
Aralık...
40 yıllık bir
süreç.
Üç darbe sürecinde ister sivil,
ister darbeler
döneminde, devletin olanaklarından
yararlanarak devletin en
duyarlı kurum ve
kuruluşlarındakadrolaşmaları,
onlara her türlü
olanağın sağlanması.
Himmet adı altında toplanan paralar... Açılan
özel okullar, kurulan şirketler, sayıları 2 bin 500’ü aşan
dershaneler...
Orta
Asya Cumhuriyetleri’nde, Afrika, ABD gibi
ülkelerde açılan okulların öğrencilerinin katıldığı
sözde Türkçe
Olimpiyatları.
Fethullahçıların nasıl örgütlendiklerini,
özellikle askeri liselere, harp
okullarına nasıl girdiklerini geçmişte çok yazdık ama kimseyi
inandıramadık.
Fethullah’ın
maskesi 28 Şubat postmodern
darbe sırasında düşmüştü ama FETÖ, işini bilirdi, aracılar buldu ve
bu işten de sıyrıldı.
FETÖ
yılmadı...
Gücüne güç
kattı...
ABD ve Almanya’da
lobi çalışmalarını hızlandırdı. ABD ve
Almanya’da okulların
sayısını artırdı.
Devletimizi çoktan ele geçirmişti
FETÖ...
Türk Silahlı Kuvvetleri,
Emniyet, yargı, eğitim
alanlarında egemen olmuştu.
Hain FETÖ, devleti silah zoruyla ele geçirme
planını devreye sokacaktı. İşte bunu denedi ama başarısız oldu
Fethullah.
Çünkü asker, karşısında halkı
buldu...
***
16 Ağustos 2016’da yazdığım
bir yazımda “40
yıllık süreci, FETÖ’nün kanlı
darbe girişimini, devleti nasıl ele
geçirmek istediğini” anlatırken
şöyle demişim:
“Devleti çoktan ele
geçirmişlerdi aslında...