Eskiden Yunan adalarına gider, oradan gezi izlenimlerini
yazardı… Naxos'ta şu yenir, Alonissos'ta şu içilir, Chios
kadınlarıyla nasıl dans edilir' anlatır dururdu köşesinde... Arada
bir de cinsellikten, fantezilerinden bahsederdi…
Bu zat son günlerde bizim cenahın yazarlarıyla yakından
ilgileniyor… (İnsan tırsıyor yahu!...)
Kendisi de itiraf ediyor zaten; 'Bugünlerde karşı mahalle medyasına
fazla burnumu sokmaya başladım' diyor…
Bizim mahallede kim ne yazmış, kim kime giydirmiş, merak
ediyormuş…
Kim mi bu meraklı turşucu?...
Ertuğrul tabii ki… ( Diriliş değil canım.., gerekli hallerde
bükülüp, kıvrılabilen, dürülebilen 'Dürülüş Ertuğrul!...)
Murat Kelkitlioğlu'nun 30 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde
yaşadığı ve köşesinde paylaştığı bir olayı hatırlatmış…
Şöyle diyor Dürülüş Ertuğrul;
Yeni göreve başlayan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a 'Hayırlı
olsun' demek için kuyruğa girmişler 'İktidar yanlısı medyanın
gazeteciler' ('Yandaş'a n'oldu yahu, suyu mu çıktı?!..)
Gazetecilerle çok samimi sohbet etmiş Genelkurmay Başkanı… Hatta en
samimi sohbet rahmetli Hasan Karakaya ile olmuş…
Ve sonunda şuna bağlamış;
“Demek ki neymiş.., İnsan Genelkurmay Başkanı ile sohbet edince
hemen 'darbeci' olmuyormuş…”
Yazısının da başlığı şu; “Meğer hepsi askerpervermiş…”
Yine salağa yatmışsın Dürülüş Ertuğrul…
Biz tabii ki 'askerperver'iz… Peygamber ocağıdır, canımızdır…
Ama sizin gibi 'cuntacıperver' olmak başka bir şeydir…
Aradaki kalın çizgiyi göstereyim istersen…
28 Şubat'ın kudretli komutanlarıyla resepsiyonlarda ve karargahta
'samimi' sohbetler etmişsin..,
'Gerekirse silah bile kullanırız' diye 'samimi' manşet
atmışsın..,
Komutanların 'siyasete ayar çekme brifinglerine' senin
gazetecilerin 'büyük bir samimiyetle' topukları kıçlarına vurarak,
koştura koştura gitmişler..,
2007'de Büyükanıt'ın brifinginde cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili
olarak 'Özde-sözde' çıkışından sonra, 'Ohh, kurtar bizi komutanım'
diyen 'samimi' Babıali puştu senin yazarın..,