Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

Zenginlik, lüks ve israf

Soru: Eşim (karım), bahçeli ve havuzlu büyük bir ev almam için ısrar ediyor, ben ise böyle fazlalıkların, lüks eklentilerin bulunmadığı mesela üç artı birlik bir dairede oturalım diyorum. Ne...

20 Aralık 2015 | 392 okunma

Soru:
Eşim (karım), bahçeli ve havuzlu büyük bir ev almam için ısrar ediyor, ben ise böyle fazlalıkların, lüks eklentilerin bulunmadığı mesela üç artı birlik bir dairede oturalım diyorum. Ne yapmam gerekiyor. Eşimi zühde (dünyadan asgari nasiplenmeye) zorlayamam, ama eşim olduğu için beraber yaşamak durumundayım. Onun zühdü kabul etmemesi boşamayı meşru kılmıyor, fakat ben de dünyaya dalıp yaşamak istemiyorum; ne yapmalıyım? Onun istediği bir evi satın alsam sevap mı günah mı kazanırım? Ben başımızı örten bir çatıya razıyım, onun dediğini yaparsam “Güzellikleri dünyada tüketip gidenler, ahirete bir şey bırakmayanlar” sınıfına girer miyim?

Cevap:
Müslümanın önceliği ahiret (ebedî hayat) olmalıdır. Peygamberimiz (s.a.) ümmeti için yoksulluktan değil, zenginlikten endişe etmiştir: “Vallahi sizin için yoksulluktan korkmuyorum, aksine size, önceki toplumlarda olduğu gibi bol dünyalık verilmesinden, bunun peşinde şahsi menfaat yarışına girmenizden ve onlar gibi sizin de bu yüzden helak olmanızdan korkuyorum.”
“Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlâtta bir çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki bitirdikleri çiftçileri imrendirir, sonra kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın ki sararmıştır, ardından da çerçöp haline gelmiştir. Âhirette ise ya çetin bir azap yahut Allah'ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı sadece aldatıcı yararlanmadan ibarettir.” (Hadîd: 57/27).

Kırmızı sınırları aşmamak şartıyla Müslümanın, dünya nimetlerinden istifade etmesi sakıncalı değildir. Bankalardan faizli para alarak daha geniş, daha lüks evler edinen kimseler günaha girerler. Ailesinin rahat ve huzurunu sağlamak için ve buna yeterli olacak ölçüde bir mesken edinen kimseler ise bu niyetlerinden dolayı sevaba girmiş olurlar; çünkü uygun bir mesken de nafaka borcuna dahildir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Köle ve cariye meselesi 12 Mayıs 2024 | 2.610 Okunma İslâm’da kadının değeri üzerine 05 Mayıs 2024 | 538 Okunma Niçin Diyanet 28 Nisan 2024 | 2.936 Okunma Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 308 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 558 Okunma