16 Ekim 2015 Cuma günü yapılan II. oturumda “Zekât” konusu ele
alınmış olup bu oturumda aşağıda zikrolunan sonuçlar ortaya
çıkmıştır:
1. Zekât mali bir ibadet olup devlete verilen vergiler zekât yerine
geçmez.
2. Devlet zekâtla ilgili mevzuat geliştirir ve zekâtı ayrı bir
kalemde toplayıp İslam dininde belirtilen esaslar çerçevesinde
dağıtmayı taahhüt ederse o zaman devlete zekât verilir. Devlet
isterse bu zekâta vergi mevzuatında da yer verebilir.
3. Anayasal bir kurum olan ve Müslümanların ibadet hayatını
düzenlemekle görevli bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı, diğer
ibadetler gibi zekât ibadetinin ifasında da vatandaşlarımıza
yardımcı bir yapılanmaya gidebilir. Bu maksatla Hac ve Umre
Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi bir de “Zekât ve Hayır Hizmetleri
Genel Müdürlüğü" kurulmasında yarar vardır. Bu düzenlemeler
yapılırken günümüz İslam ülkelerindeki zekât uygulamalarından ve
organizasyonlardan da istifade edilmelidir.
4. Gıda bankacılığı kapsamında zekât niyeti ile yapılan bağışların,
zekât yerine geçmesi aşağıdaki şartlara bağlıdır.
a. Bağış kabul eden dernek ve vakıfların, “ihtiyaç ve muhtaç
anlayışı” fıkıhtaki zekât/sadaka alabilecek muhtaç anlayışından
farklı olmamalıdır.
b. Sistemin işleyişi devamlı kontrol edilmeli, fakirin menfaatinin
öne çıktığı bir anlayışla uygulanıp uygulanmadığı
denetlenmelidir.
5. Üretim, Hizmet ve Ticaret İşletmelerinde uygulanacak zekât
hükümleri hususunda şu hükümler önerilmektedir:
Mahiyeti icabı zekât matrahını sermayenin oluşturduğu menkul mal
alım satımına yönelmiş market, mağaza gibi ticaret işletmelerinde
nisap ve yıllanma şartı aranır, zekât oranı ise %2,5'tur.